Senin attığın mesajlarla haberim oldu. AK Parti Aydın İl Başkanı Adayı Cumali Uçar’ın, mevcut il başkanı ve rakibi Gökhan Ökten’in adamları tarafından tartaklandığı iddialarını şaşkınlıkla okudum. Böylesine faşist, psikopat bir yaklaşımın, demokrasinin ürünü olan siyaset alanında yaşanması, üstelik Aydın gibi bir ilde olması, vahametin bir başka boyutudur. İnşallah yazılıp çizilenler doğru değildir. Doğruysa, inşallah Cumali Uçar, kendisini tartaklayanlardan şikayetçi olur. Lütfen bu konuda duyduklarını, gördüklerini ve düşündüklerini benimle paylaşmaya devam et. Ben de sana CHP kanadındaki bir gelişmeyi anlatacağım.
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun kara kutusu, geçtiğimiz on yıllık süreçte Çerçioğlu’nun talimatıyla Denge ailesine yapmadığı mobbing ve baskı kalmamış, Denge Gazetesi'ne reklam veren, iş anlaşması yapan vatandaşlara kadar uzanarak tehditler savurmuş ve ekonomik yönden çökmemizi sağlamaya çalışmıştır. Daha sonra Söke Belediye Başkanlığı için aday adayı olan ve Özlem Çerçioğlu ile eşi Ercan Çerçioğlu tarafından "siyasetin çöplüğüne" gönderilen Fatih Akkentli, birkaç gün önce bir basın toplantısı düzenlemiştir.
Biz, Denge ailesi olarak bu toplantıya davet edilmedik. Zaten davet edilsek de geçmişte çoluğumuzun çocuğumuzun rızkına göz diken, iş yerimizdeki çalışan arkadaşlarımızın emeklerine ve alın terine zarar veren Çerçioğlu’nun tetikçisinin toplantısına gitmezdik, gidemezdik.
Toplantı birçok platformdan canlı yayınlandı. Oldukça profesyonel bir organizasyon olduğu görüldü. Akkentli'nin ekibi tarafından bazı gazetecilere iletilen toplantı metinleri bizim de elimize ulaştı. Toplantıyı canlı yayınlayan basın mensubu arkadaşlarımızdan da takip ettim. Çerçioğlu tarafından siyasi çöplüğe atılan, Ercan Çerçioğlu tarafından üzeri kapatılan ve Söke Belediye Başkanı Mustafa İberya Arıkan tarafından "ölü toprağı" sıkıştırılan Akkentli, düzenlediği bu toplantıyla adeta meydan okudu.
Bitiminde cesaret mi topladı, yürek mi yedi yoksa Çerçioğlu tarafından danışıklı bir dövüş organizasyonu mu düzenlendi, tam olarak çözemedim. Ancak toplantıda kullandığı ifadeler, sanki genel iktidara yönelikmiş gibi algılansa da yerel siyasete çok ama çok önemli mesajlar verdiğini düşünüyorum.
Bazı tarihi olay ve kişiliklerden alıntılar yaparak şunları demiş:
"Demokratik olmayan yönetimin en büyük sırrı, insanları denetim altında tutması gereken korkuyu aldatıcı bazı adlarla örtmek ve böylece onların kurtuluş için savaşırcasına esaret için de savaşmalarını ve yalnızca tek bir insan böbürlenebilsin diye canlarını feda etmeyi utanç verici değil, en şerefli bir başarı olarak görmelerini sağlamaktır."
"Gurur, insanın kendisini bir şey sanmasından kaynaklanan hazdır."
"Tarih, boyun eğmeyenlerin onurlu tarihini yazmıştır. (Burada bizi tarif etmiş.) Düşünceyi ve özgürlüğü yok etmek isteyenler ise tarihin karanlık sayfasında kötü örnek olarak yer almışlardır."
Ayrıca şunları da belirtmiş:
- Ülkemiz tek kişinin keyfi yönetiminden çıkacak.
- İnsanların kaderi bir kişinin iki dudağı arasında olmayacak.
- Siyasal geleceğimiz, bir kişinin lütfuna bağlı olmayacak.
- Ülkemizde hak eden ile hak etmeyen belli olacak.
- Makamlara ve mevkilere en çok biat edenler ve göz boyayanlar değil, layık olanlar gelecek.
"Neden Buradayız?" diyerek:
- Ülkemize tekrar demokrasinin geleceğini müjdelemek için.
- Aydın’ımıza tekrar demokrasinin geleceğini müjdelemek için.
- Söke’mize tekrar demokrasinin geleceğini müjdelemek için.
Dönem vurgusu yaparak:
- Bireysel siyasal çıkarların ön planda olduğu dönem değildir.
- Parti içi iktidar peşinde koşma zamanı değildir.
- “Ben” değil “biz” deme dönemidir.
Bu parti, partinin koltuklarında oturanların değil, halkın partisidir.
Bu partide hepimiz bir tek şeye karşı çıkacağız: Kendi çıkarlarını parti çıkarlarının önüne koyanlara, yani partinin iktidarı yerine kendi iktidarını sağlamlaştırmaya çalışanlara.
Daha çok şey zırvalamış da ben burada bırakayım; tüm metni istersen açık kaynaklardan erişebilirsin. O kadar kirliler ki kendilerini ifade etmek için temiz bir dayanak bulamıyorlar, yine birbirlerini överek teselli buluyorlar.
Aydın’da, Akkentli’nin söylediği bu sözlerin bana göre tek bir muhatabı vardır: O da, Akkentli’nin yıllarca ekmeğini yiyip kılıcını salladığı, bizi batırma girişimi gibi daha birçok kirli iş ve organizasyonu talimatıyla yönettiği Özlem Çerçioğlu’dur.
Eğer Fatih Akkentli bugün çıkıp, “AK Parti iktidarına söylüyorum ama Çerçioğlu anlasın” diye böyle açıklamalar yapıyorsa; ya Çerçioğlu ekibinde büyük arıza var demektir ya da Çerçioğlu yine büyük bir organizasyon peşindedir.
Açıklamalar, “Çerçioğlu koynunda yılan besledi” dedirtecek türdendir. Hem parti içine verdiği mesajlar hem parti dışına verdiği mesajlar özenle seçilmiş ve üstüne basa basa anlatılmıştır.
Büyük bir meydan okuma!
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.