Fıkra bu ya;
O yüzden fazla uzatmayacağım.
Dün akşam saatlerinde ajanstan şöyle bir haber düştü:
“Aydınlılar piknik alanlarına akın etti”
Aydın’da öyle akın edilecek pek bir piknik alanı olmadığını biliyorum ama yine de belki bizden habersiz bir şeyler olmuştur diye haberi açıp, fotoğraflarına baktım.
Gerçekten de Aydınlılar akın etmiş.
Mangalını kapan kendini zeytinliklere, yol kenarlarına, kuyu başlarına atmış.
Zaten Aydın’ın her yeri doğal piknik alanı değil mi?
Ne gerek var tam teşekküllü, mangal ocakları, oturma bankları, çöp bidonları, çeşmeleri, tuvaletleri olan piknik alanlarına?
Öyle yerlere harcanacak paraya yazık.
Hem iti, uğursuzu, serserisi, sarhoşu gelir.
Nerden baksan ölü yatırım.
Merkezde Aytepe, Koçarlı’da Mersinbelen, Kuyucak’ta Belenova, Çine’de Asar, Buharkent’te Gelenbe gibi mesire alanları var.
Kuşadası’nda da Adagöl Mesire Alanı yapılmış.
Bunca mesire alanı varken, insanlar ne diye piknik yapmak için zeytinliklere, yol kenarlarına gider, çalıların arkasında ihtiyaçlarını giderip kıçlarını taşla, yaprakla siler?
Bunun adı olsa olsa ters akıntı olur, Aydın’ı yönetenleri mahcup etmek olur.
Yapmayın böyle şeyler.
Yazın zaten 8-9 ay güneşte değil misiniz? Kışın iki güneş görünce kırlara, bayırlara koşmak size yakışıyor mu?
Yok illa ben piknik yapmak istiyorum, mesire alanı istiyorum, kırlara, bayırlara uzanmak istiyorum diyorsanız da;
Gidin, Sivas’taki Paşa Fabrikası, Aksu ve Karşıyaka mesire alanlarını görün.
Erzincan’daki Ekşisu Mesire Alanı’nı görün.
Bir de Aydın’da bize layık görülenleri…
Artık anlayın, Aydın’da halkın aktığı yerlerle, kaynaklarının aktığı yerlerin farklı olduğunu.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.