Türkiye Büyük Millet Meclisi Cuma günü açılıyor ve yeni yasama dönemi başlıyor.
Meclis’in gündeminde, toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren önemli yasa teklifleri var.
2022 Merkezi Yönetim Bütçesi Kanun Teklifi de görüşülecek.
Milletvekillerimizi yoğun bir çalışma temposu bekliyor.
Son gelişmelere de bakıldığında, ülke ufaktan ufağa bir seçim havasına giriyor.
Muhtemeldir ki, Meclis’te görüşülecek, gündeme gelecek bazı kanun teklifleri de, ülkeyi iyiden iyiye seçim havasına sokacak.
Son dönemde yaşanan siyasi gelişmelere, hareketliliğe ve söylemlere baktığımızda da, seçimler zamanında, yani 2023’te yapılacak olsa bile, önümüzdeki Kasım ayından itibaren Türkiye bir seçim atmosferine girmiş olacak.
Hal böyle olunca, ittifaklar şimdiden pozisyon belirlemeye başladı bile.
Görünen o ki, önümüzdeki seçimler Cumhurbaşkanı adaylarından daha ziyade Başbakan adaylarının yarışına sahne olacak.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yönetilen, başbakanlığın olmadığı bir ülkede başbakan adayları nasıl yarışacak diye kafa karışıklığı da oluşabilir.
Muhalefetteki siyasi liderlerin açıklamalarına baktığımızda, ekseriyetle “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” vaat ettiklerini görüyoruz.
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, başbakanlığa aday olduğunu ilan etti bile.
Dün partisinin 1. Olağan Kurultayı’nı gerçekleştirerek seçime katılma hakkı elde eden Türkiye Değişim Partisi’nin Genel Başkanı Mustafa Sarıgül de başbakan olacağını söylüyor, hatta 50’ye yakın bakanlıktan söz ediyor.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun söylemleri de benzer mahiyette.
Hatırladığım kadarıyla sadece Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, 50+1’e talip olduğunu açıkladı. Yani Cumhurbaşkanı olmak istediğini söyledi.
Siyaset bir satranç oyununa benzer ve bir günde bile çok şey değişir ama 50+1’i hedeflemeyenlerin başbakan olma söylemleri havada kalıyor.
Bence, Recep Tayyip Erdoğan dışında birinin cumhurbaşkanı seçilmesi halinde bile, parlamenter sisteme yeniden dönüş, bu ülkenin en az dört beş yılını alır.
Velhasıl, karmakarışık bir seçim atmosferine giriyoruz.
100. yaşında kaosa sürüklenen değil, her yönüyle daha güçlü ve huzura erişen bir ülke olabilmemiz dileğiyle…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.