Geçen gün Eraydın Abi aradı.
Kendisi, Denge’nin Aydın’daki ilk bayisi, kuruluşundan bu yana destekçisi ve sadık okurlarındandır.
Eraydın Abi aramışsa, mutlaka bir hatamızı, kusurumuzu görmüştür; eleştirecek ve yol gösterecektir.
Yine öyle oldu…
“Çete Emir Ayşe mezarı başında anıldı” başlıklı haberimizdeki, “Çete” ifadesinin yanlışlığını izah etmeye çalıştı, aslında “Efe” diye anılması gerektiğini söyledi.
Kurtuluş Savaşı’nda Aydın’ın dört kahraman kadın efesinden biri olan ‘İstiklal Madalyası’ sahibi Emir Ayşe’nin işgalden önce dağa çıkmadığını, 23 yaşında iki kız annesi genç bir kadınken, Çanakkale Savaşı’nda şehit olan eşinden kalan altınını satıp bir mavzer satın alarak düşmana karşı direndiğini ve bu nedenle “Çete” yerine, “Efe” denilmesinin daha uygun olacağını söyledi.
Emir Ayşe’nin çete değil, efe olduğunun tam olarak anlaşılabilmesi için Sabahattin Burhan hocanın bu konuda yazdığı iki ciltlik kitabın okunmasının yeterli olacağını da ekledi.
Ben de kendisine, bahsettiği iki ciltlik kitabın isminin “Çete Ayşe” olduğunu, hatta aynı isimle bir film çekildiğini, mezar taşında bile “Çete Emir Ayşe” yazdığını söyleyince, dilimize ve kültürümüze yerleşmiş bir yanlışlığın çaresizliğini yaşadık.
Bu yanlışı sürdürmeme ve toplumda düzeltilmesi için de mücadele etme konusunda anlaştık…
Eraydın Abi’nin bu tepkisi üzerine, Türk Dil Kurumu’nda ‘Çete’ ve ‘Efe’ sözcüklerinin anlamlarını bir kez daha inceledim.
Çete: “Yasa dışı işler yapmak veya etrafındakileri korkutmak amacıyla bir araya gelmiş topluluk. Ordu birliklerinden olmayan silahlı küçük birlik” olarak ifade ediliyor.
Efe’nin TDK’daki anlamı ise “Batı Anadolu’da köy yiğidi, zeybeklerin lideri” şeklinde.
* * *
Gelelim zamane efelerine.
Zaten çetelik güzel bir şey olsaydı, bizim Nazan 6 ay önce dünyaya gelen oğluna “Efe” değil, “Çete” ismini verirdi.
Efelik kötü bir şey olsaydı, polisin çökerttiği suç örgütleri ile ilgili haberlere “Suç çetesi çökertildi” yerine “Suç efeleri yakalandı” başlığını atardık.
Bir asır önce ‘efelik’ eşkıyalık anlamında kullanılıyor olsa da, günümüzde kahramanlığı, adaleti, gücü ve güvenirliği ifade ediyor.
İşte o nedenledir ki, Aydın Merkez İlçe’nin ismi “Çeteler” değil, “Efeler” olmuştur.
Yaklaşan yerel seçimler öncesi birilerinin isimlerinin önüne ‘Efe’ takısı eklenerek anılma yarışına girmesi de bu yüzdendir.
Dil bilgimizde iç içe girmiş ‘çete’ ve ‘efe’ sözcüklerinin günümüzde kimler için kullanılması gerektiğini, faaliyetlerine ve yaptıkları hayırlı veya hayırsız işlere bakarak karar verebiliyoruz.
Artık “Efeler’de çeteler olmasın” diyoruz.
Tek mal varlığı altınını satarak aldığı mavzerle düşmana kurşun sıkan Emir Ayşe Efe’mizi hala “Çete” diye anıyorsak, yönettikleri kurumun bütçesini kendi çıkar ve emelleri için hovardaca kullanıp, Çine’nin Kırkışık Köyü’nün Asmalılar Mahallesi’ndeki ‘Hanım Ayşe’ halamıza gönderdikleri erzakların karşılığında “Seçimde mührü altı oka basacaksın” dedirtenlere ne diyeceğiz?
'Çete' mi, 'Efe' mi?
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.