Aydın’ın gelişmesi, kalkınması ve modern bir şehir olması için daha çok yol alması gerekiyor.
Bu ‘aşağılık kompleksi’ ile dillendirdiğim bir düşünce değil.
Her platformda adını duyurmak için çaba harcadığımız Aydın’ı küçük görme arzusu hiç değil.
Aydın’ın ne halde olduğunu anlamak için çok uzağa gitmeye de gerek yok.
Muğla ve Denizli’ye bakmanız yeterli.
“Komşunun tavuğu, komşuya kaz görünür” diye bir atasözümüz vardır.
Ama bu öyle değil.
Muğla ve Denizli, hemen her alanda Aydın’dan çok ileride.
Bunun siyasetle, ideolojiyle, parti ve particilikle alakası yok.
Tamamıyla yönetim anlayışı ve yöneticilerin topluma bakışı ile ilgili bir husus.
“Davulun sesi uzaktan hoş gelir” derler.
Belki onlar da, Aydın’daki bazı kıt akıllı siyasetçiler gibi ipe sapa gelmez meseleler için kavga ediyorlardır.
Belki onların da birbirlerine atacak kurşunları yok.
Ama kavgayı medenice ve şehirlerine zarar vermeyecek şekilde yapıyorlar.
Şehrin başarısı için birlikte hareket edebilecek ve elde edilen başarıyı da birlikte kutlayabilecek kültüre sahipler.
Aynı ‘Harmandalı’ ve ‘Kerimoğlu’ ile zeybek oynadığımız ve bize bezediklerini sandığımız Muğla ve Denizli’nin, Aydın’a göre çok daha farklı olumlu yönlerini sıralayabilirim.
Denge 1 Temmuz’dan itibaren Muğla’ya girince, bu farklılıklarımızı daha iyi görme ve anlama fırsatı bulduk.
Uzun yıllar Aydın Vali Yardımcılığı yapan Muğla Valimiz Mustafa Hakan Güvençer, iki şehir arasındaki bu farkları sanırım daha iyi kavrayabiliyordur.
Eylül’de de Denizli’ye gireceğiz.
Onların da farklılıklarını, belediyecilik ve şehircilik anlayışlarını, o zaman daha yakından tanıma ve tanıtma fırsatı bulacağız.
Denge, aslında birbirlerine çok yakın ve aynı kültüre sahip olduklarını sanan iki şehrin, birbirinden çok farklı olduğunu ortaya koymak ve bu farklılıkları minimize etmek için Muğla’ya girdi.
Ama olumlu yönleriyle..
Muğlalılara kavga öğretmeye değil, Aydınlılara Muğla’da yeni kurulmuş bir belediyenin her gün üç mahalleyi nasıl ilaçladığını göstermek için…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.