Fahişeler ve firariler

Dün sabah Çine Cezaevi’nde yapılan sayımda, bir hükümlünün firar ettiği tespit edilmiş.

Çeşitli suçlardan yaklaşık 2,5 yıl hapis cezasına çarptırılmış, 30 yaşlarında, Sökeli bir hükümlü.

Haliyle güvenlik güçleri seferber olmuş.

Çine’nin çıkışlarında ve Efeler girişinde, gün boyu tüm araçlar polis ve jandarmalar tarafından didik didik arandı.

Bir manyağın yüzünden, Aydın-Muğla karayolunu kullanan tüm sürücüler ve araçlarındaki yolcular rahatsız edildi.

Zaman zaman uzun araç kuyrukları oluştu.

Ben de iki ayrı kontrol noktasında, bu aramalardan nasibimi aldım.

Bir cezaevi firarisinin yakalanması için bence çok abartılı bir çaba harcandı.

Gün boyu bu arama ve kontroller yapılırken, firari hükümlünün fotoğrafını basınla paylaşmayı kimse akıl edemedi.

O kişinin fotoğrafı basın yayın kuruluşlarıyla ve dolayısıyla sosyal medyada paylaşılsa, belki firar ettiği cezaevinin iki sokak ötesinde onu görüp tanıyan, güvenlik güçlerine bilgi verip yakalanmasını sağlayanlar olacaktı.

Ama olmadı…

Aydın-Muğla karayolunda kahraman polis ve askerlerimiz firari avındayken, Çine-Efeler arasında gün boyu jandarma araçları devriye gezdiği halde, hani şu meşhur fahişelerimiz var ya, onlar da yine Dorumlar ve Hallaçlar arasındaki mezarlığın karşısında, üstelik güvenlik kameralarının (şayet çalışıyorsa) önünde, polis ve jandarmaları aldırmadan yine müşteri avındaydı.

Güvenlik güçleri bu fahişelere, bir cezaevi firarisi kadar ehemmiyet göstermedi.

Ne de olsa onların sayımları yapılmıyor ve hemen her gün göz önündelerdi.

Dün onları görmezden gelenler, “Bu memlekette firari olacağına, fahişe ol” der gibiydi.

Fahişelerin de buralardan çekip gideceği veya bir delikanlının onları bir daha geri dönmemek üzere sürgün edeceği günleri özlemle bekliyoruz.

Cezaevi firarisini yakalamak için verilen çabanın onda birini fahişeler için verseler, zaten böyle bir sorun da kalmayacak.

Ama bunu kim anlayacak ve uygulayacak?

Benim ödediğim vergiyle alınan araçlar ve yakıtla, firari avına devam…