Şurada seçimlere 2 ay kaldı.
Biz hala adamları, madamları konuşuyoruz;
Kim daha yakışıklı, kim daha şişman…
Kim daha nezaketli, kim daha küfürbaz…
Kim tespih çekiyor, kim esrar…
Kim kimi kıskanıyor, kim kiminle canciğer…
Boş verin bunları da, artık Aydın’a yapılacak projeleri konuşalım.
Öyle uyduruk kıytırık işlerden bahsetmiyorum.
Aydın’da hem yılların ihmallerini telafi edecek hem de şehri geleceğe taşıyacak projeleri konuşalım.
İtalya’da, Polonya’da, Hollanda’da son bir iki yılda çekilmiş, tarla yollarının bile sıcak asfalt olduğu filmleri ya da sosyal medyada paylaşılan videoları bir kenara bırakıyorum, 2014 yılında Siirt’in Tillo (Aydınlar) ilçesindeki köy yolları bile sıcak asfaltken, 2024’te Türkiye’nin en batısındaki Aydın’da çamur deryası yollarla cebelleşiyorsak, burada bir sorun var demektir.
Bu, Aydın’ın sorunudur, Aydınlının sorunudur.
Başkasının gelip çözmesini bekleyeceğimiz meseleler değil bunlar.
Biz çözeceğiz, bizim seçtiklerimiz çözecek.
Ağustos böceği gibi yatıp, yumurta ağzına gelince göz boyamaya çalışanlara da artık kanmayacağız, kanmamalıyız.
İleri biyolojik arıtma tesisi dedikleri şeyleri ya çok ileriye yaptılar biz göremiyoruz, ya da hiç yapmadılar.
Yapmadılarsa, niye yapmadıklarını sormalıyız.
Bunları kim yapabilecekse, onları göreve getirmeliyiz.
Aydın ayarındaki her şehirde neredeyse 2-3 üniversite varken, Aydın’da niye hale tek üniversite olduğunu sormalıyız, sorgulamalıyız.
Onu da geçtim, kırsal mahalle yollarını da geçtim, her gün on binlerce insanımızın kullandığı mevcut üniversitemizin yolunun hala niye Aydın’a ve Aydın insanına yakışır bir halde olmadığını sormalıyız.
Aydın’ın ve ilçelerinin, kişisel kavgalarla kaybedecek zamanı yok.
Geçmişte seçimlerden hemen sonra kendi partilisi ilçe belediye başkanlarıyla, şimdilerde ise daha seçime bile gidilmeden kendi partisinin adayları ile kavga edenlerle, Aydın’a daha fazla zaman ve kaynak kaybettirmemeliyiz.
Arapapıştı Kanyonu, Işıklı Doğal Yaşam Parkı, Zeybek Arena, Paşayaylası’na teleferik, 30’a yakın battı çıktı ve daha nice vaade ne olduğunu, bunların niye yapılmadığını ve hangi vadede yapılacağını sormalıyız.
Yaz aylarında bir damla suya hasret kalan köylerimiz aynı sorunla boğuşmaya, Aydınlılar elektrik faturasının 3-4 katı su faturası ödemeye devam edecek mi, bilmeliyiz.
Köylümüz iki çuval yeme, garibanımız 2 torba portakala kanmaya devam ederse, biz Aydın’ın ne tarımını, ne turizmini, ne sanayisini konuşabiliriz.
Kim malı götürmüş, kim kime kıyak geçmiş, kim belediye arabasında esrar çekmiş, önümüzdeki 5 yıl yine bunları konuşuruz.
İnanın Aydın ne valilerin kaymakamların, ne savcıların yargıçların, ne müdürlerin bürokratların, ne odaların borsaların umurunda.
Aydın, Aydınlıların umurunda değilse, onları da çok görmemek gerek.
Aydın’ı kurtaracak olan, Aydınlılardır.
Öyle adamları, madamları konuşarak değil, projeleri konuşarak ve sorgulayarak…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.