Herkesin Z kuşağını konuştuğu bir dönemde Twitter’ı satın alan Elon Musk, ilk iş olarak bu sosyal medya platformunun ismini X olarak değiştirdi.
Böylece benim size bahsedeceğim X kuşağı da oluşmuş oldu.
Benim bildiğim kuşak belde olur, dilde değil.
Değişen ve gelişen yaşam koşulları gereği nesiller arası farklar elbette vardır ama bunları Y, Z, X gibi adlandırmayı da doğru bulmam.
Kuşaklardan ziyade devirleri konuşmanın daha doğru olacağını düşünenlerdenim.
Devirler de, devrimlerle oluşur.
Örneğin, yüz yıllar sonra bile AK Parti devrimini ve lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın kesintisiz olarak 25 yıldan fazla iktidarda kalmasını tarih, “Erdoğan Devri” olarak hep yazacak ve anacaktır.
Cumhuriyetimizin ilk 100 yılını tamamlayıp ikinci 100 yılına başlayacağı bugünlerde, dört tarafı hainlerle çevrili bu coğrafyada doğrularıyla, yanlışlarıyla ama başarıyla yürütülen politikalar da, gelecekte ders olarak anlatılacaktır.
Bizim X kuşağına geri dönecek olursak;
“Kim bunlar?” diye soracak olursanız, “Ekseriyetle kendilerini hayattan izole etmiş, makineleşmiş, robatlaştırılmış ve birer canlı cesede dönüşmüş kitle / kitleler” diyebilirim.
Eski adıyla Twitter, yeni adıyla X denilen sosyal medya mecrasında, neredeyse günün 24 saati derdini anlatmaya çalışan kitlelerden oluşuyor bu X kuşağı.
Hedefe kitlenmiş füze gibiler.
Gözleri başka hiçbir şey görmüyor.
Hayattan kopmuşlar.
Ne yediklerinden, ne de içtiklerinden keyif alıyorlar.
Nefes aldıklarından habersiz olanları bile var.
Dedim ya, neredeyse tamamına yakını birer canlı cesede dönüşmüş.
Konjonktür, dünya düzeni, doğal afetler, hava muhalefeti umurlarında değil.
İnternetlerini kesiver, oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibi agresifleşiyorlar.
Sizin anlayacağınız, ayrı bir dünyada yaşıyorlar.
Ruhlar aleminde değiller.
Aramızdalar.
Bizimle aynı havayı soluyorlar.
Var ama yoklar.
İnanın çok yazık oluyor bu X kuşağına.
X’teki taleplerini ben de yakından takip ediyorum ve dolayısıyla ben de kendimi artık bu kuşağın bir mensubu gibi görüyorum.
Çok da çekiciler.
Büyüyorlar.
Övüyorlar.
Yeri geliyor, sövüyorlar.
Birlikte ağlayıp, birlikte gülüyorlar.
Parti kurup seçime katılsalar, yüzde 60’la iktidar olurlar.
Öyle bir dertleri yok.
Fakat istismara çok müsaitler.
Hapsoldukları karanlık mağarada, her gördükleri ışığa doğru koşuyorlar.
Bu durumdan aslında onlar da hoşnut değil.
X’ten ve X kuşağı olmaktan bir an önce kurtulmak istiyorlar.
Çok da bir şey istemiyorlar aslında.
Çoğunun istediği lütuf gerektirmeyen, zaten hak ettikleri şeyler.
Örneğin staj ve çıraklık sigortasının SSK başlangıcı sayılmasını istiyorlar.
Çocuk yaşta sanayi sitelerinde, fabrikalarda, okul atölyelerinde, muhasebe ofislerinde kir pas içinde çalışmışlar ve bu çalışmaları nedeniyle kendilerine verilen sigorta kartlarındaki işe başlangıç tarihinin, sigorta başlangıcı sayılmasını istiyorlar.
Kendileri çalışırken sokakta top oynayanların onlardan önce emekli olmaları güçlerine gidiyor.
Mağdur edebiyatı yapmıyorlar, uğradıkları haksızlığın giderilmesini istiyorlar.
2000 sonrası için kademeli emeklilik isteyen başka bir X kuşağı kitlesi var.
Onlar da taleplerinde haksız sayılmaz.
Bağkur tescil mağdurları ve Bağkur’la ilgili düzenleme yapılmasını bekleyenler de çok fazla.
Cepheden cepheye koşan, en önde savaşan ve aylarca ailelerini göremeyen, en ufak rahatsızlıklarında ise meslekten atılan, “vatan savunmasının sözleşmesi olmaz” diyen, mevzideyken bile X’ten derdini anlatmaya çalışan uzman çavuşlar var.
Mesailerini ülkenin gelişmesi ve kalkınması için yeni projelere harcaması gerekirken, bütün konsantrasyonlarını uğradıkları haksızlığı dile getirmeye harcayan kamu mühendisleri var.
Kendilerine verildiği söylenen kadrolarına henüz kavuşamamış KİT ve BİT’lerdeki şirket işçileri var.
Aile sağlığı merkezlerinde kadrolularla aynı işi, hatta fazlasını yaptıkları halde asgari ücretin yarı fiyatına ve iş güvencesiz çalışanlar var.
Ücretli öğretmenler, fahri Kur’an Kursu hocaları var.
TYP’nin sürekli hale getirilmesini isteyen garibanlar var.
Adli mahkumlara genel af ve sicil affı bekleyenler var.
Ehliyet affı çıkarılmasını isteyenler var.
Var oğlu var…
Sanki karşılarında da bir duvar.
El birliğiyle onu yıkmaya çalışıyorlar.
Gece demiyorlar, gündüz demiyorlar.
Yazıyorlar da yazıyorlar…
Siz duymadığınız için X kuşağının bir mensubu olarak, bir de ben buradan yazayım istedim.
X kuşağını duyun.
X kuşağını önemseyin.
Onlar, bu ülkenin beyinleri.
Onlar, Z kuşağımızın ebeveynleri.
Z kuşağı işini bilir, gelin biz hep birlikte X kuşağını kurtaralım.
Kayıp bir nesli X’ten kurtaralım.
Zaten Elon Musk üzerlerine bir çarpı attı, bir çarpı da biz atmayalım.
Cumhuriyetimizin ikinci 100 yılına sağlam adımlarla ve daha güçlü bir şekilde girmek için…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.