Takip Et
  • 7 Şubat 2013, Perşembe

Bir ihtimal daha var

“Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin?” diye soruyor ya hani şu meşhur şarkıda. 
Ölmek yok artık, öldürmek de.
Bir ihtimal daha var;
O da sadece sevmek.
Sevmiyorsan, sevemiyorsan da;
Sevenlere ve sevilenlere saygı duymak.
Onu da yapamıyorsan;
Susmak…

Kimileri ne konuşmasını becerebiliyor, ne de susmasını. Tıpkı CHP Aydın Milletvekili Osman Aydın gibi.

“Demokrasinin Beşiği” diye adlandırdığımız “Demokrasi Şehidi” merhum Başvekilimiz Adnan Menderes’in memleketi güzel Aydın’ımızın bir köyünde, “Aydın Milletvekili” demeye dilimin varmadığı bu zat-ı muhteremin ağzından öyle sözler dökülüyor ki, hem kendini hem demokratlığıyla övünen biz Aydınlıları tüm Türkiye’ye rezil ediyor.

Benim de taşıdığım “Aydın” soy isminin kendisine yakışmadığını düşündüğüm Osman Bey, “Eskiden ihtilaller olurdu. Arada bir iktidar değişirdi. Şimdi o ihtilali yapacak komutanlar da kalmadı. Hepsini tasfiye ettiler. Şimdi öyle bir kurtuluş yolu yok. Tek kurtuluş var, sandık” diyor.

Beyefendiler yıllarca alışmışlar ya hükmettikleri topraklarda, hükmettikleri bürokratik yapı ile akları karaya, karaları aka çevirmeye. Ve yine birileri bunlara hep göz yummuşlar ya. Şimdi sanıyorlar ki bu devran böyle sürüp gidecek. Baktı ki devir değişmiş, “İhtilalin ihtimali kalmadı” diye sitem ediyor.

Merhum Başbakan Necmettin Erbakan, “Kanlı mı olacak kansız mı?” dediğinde, o ihtilal ihtimalini 28 Şubat’ta son kez denemeye kalkmışlar, iktidarı değiştirseler de ihtilallerini gerçekleştirememiş, ‘eksik teşebbüs’ olarak kalmıştı.

Çok şükür kanlı bir süreç yaşamadık. Türkiye, o buhranlı dönemden, geride kalan on yılda adeta tereyağından kıl çekilircesine kurtarıldı.

“Milli Görüş gömleğimizi çıkardık” diyenler, merhum Erbakan’ın en büyük hayallerinden olan ve sıkça dile getirdiği, “Asker bize selam duracak” vaadini de yerine getirdi.

Şimdi Çine’nin şu meşhur savcıları, acaba bu milletvekili hakkında “darbe çığırtkanlığı” yaptığı gerekçesiyle bir işlem yapacaklar mı? Fezleke düzenleyip, Meclis’e gönderecekler mi?

Yoksa Çine’de adaletin gücü, sadece bu darbe heveslisi zat-ı muhteremin projesi olan rüzgar enerjisi santraline karşı direnen İbrahimkavaklı Gülşen’e ve yazdığı her yazının çıktığı günün sabahında hakkında soruşturma başlatılan Çineli Gazeteci Emin Aydın’a mı yetiyor?

Onu da hep birlikte bekleyip göreceğiz.

Bir ihtimal daha var, bu darbe heveslileri ve hükmettiklerinin kökü, yakın zamanda Adnan Menderes’in her karışına ayak bastığı bu memleketten öyle yada böyle kazınacak. 

Ama kansız. Aşkla, sevgiyle ve muhabbetle… 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.