İki kapılı bir handa, bir imtihan dünyasındayız.
Türkiye olarak, çok ağır bir imtihan daha yaşadık ve yaşıyoruz.
Acımız büyük ve tüm odağımız kendi ülkemizde olduğu için, aslında aynı imtihanı ve aynı acıyı yaşayan Suriye’nin kuzeyindeki kardeşlerimizi görmedik, duymadık, hissetmedik.
Bu sadece Türkiye’nin değil, tüm insanlığın imtihanıydı. Hatta tüm canlıların…
Kahramanmaraş merkezli o iki büyük depremin üzerinden 9 gün geçti.
Belki hala umutla enkaz altında kurtarılmayı bekleyen, sesini duyuramayan canlarımız var.
Depremin yedinci, sekizinci gününde sağ kurtarılanlar umutlarımızı artırdı.
Dünyanın dört bir yanından, Türkiye’nin düşmanı diye bildiğimiz ülkelerden bile gelen arama kurtarma ekipleri, fedakarca enkazlardan insanlarımızı sağ kurtarabilmek için canla, başla çalıştı.
Neredeyse tüm dünya, Türkiye’ye insani yardım ulaştırmak için seferber oldu.
Dinler, ırklar, renkler, kırgınlıklar unutuldu.
Türkiye yıkılırken, insanlık ayağa kalktı…
Depremden sağ kurtulan insanlarımız, her şeyini kaybettiği halde “Şükürler olsun Allah’ıma!” dedi.
Enkazlardan sağ çıkan her canımız için, kurtarma ekipleri “Allah-ü Ekber!” diyerek, sevinç gözyaşlarıyla birbirine sarıldı.
Büyük bir felaket yaşadık. Allah beterinden tüm insanlığı korusun.
Şimdi yaralarımızı hep birlikte sarma, yeniden ayağa kalkma zamanı.
Gün, birlik ve beraberlik ve dayanışma günü.
Deprem bölgesinden batı illerimize, Aydın’a gelen depremzede kardeşlerimiz de var.
Onları hep birlikte kucaklayalım, acılarına, dertlerine ortak olalım, el birliği ile ihtiyaçlarını karşılayalım.
Yurtlarda barındırılan kardeşlerimizden, her Aydınlı bir aileyi evinde misafir etsin, onlara sofralarını, gönüllerini açsın.
Bu asrın felaketinden, bu tarifi imkansız acılardan sımsıcak dostluklar, kardeşlikler çıkaralım.
Gidenler için hayır dua edelim…
Enkaz üstünde kalanlar olarak, insanlığımızı el birliğiyle yeniden ayağa kaldıralım.
Başımız sağ olsun Türkiye’m…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.