“Kumruları dinledim susuverdiler
Rüzgarları bekledim sensiz estiler
Seherleri özledim hiç gelmediler
İzlerini nerede bulurum senin..”
O meşhur şarkıda susuveren kumrulara, bugünlerde siyaset dünyasında sıkça rastlıyoruz.
Daha bir iki hafta öncesine kadar Aydın’da büyük bir heyecanla dağ bayır dolaşıp proje ve düşüncelerini anlatanlar, şimdilerde birden ortadan kayboldu ve sessizliğe büründü.
Öyle bir sessizlik ve suskunluk ki bu, inanın siyaset sayfalarımızı hazırlamakta zorlanır hale geldik.
Bazen rüzgar ters yönden esebilir.
Seherler hiç gelmeyebilir.
Ama ne olur siz izinizi kaybettirmeyin.
Bu memleketin size ve değerli fikirlerinize ihtiyacı var.
Mızıkçı çocuk anlayışı ile siyasette bir yere varamayacağınızı da unutmayın.
Ülkemizin mevcut antidemokratik siyasi yapısı gereği, bazı siyasi görevlere talip olanların, yılbaşı akşamı elinde biletle zengin olmayı hayal edenlerden pek farkı kalmıyor.
Partilerin genel merkezleri tarafından adayların belirlenip açıklanmasının ardından, aday gösterilmeyenlerin büyük çoğunluğu kendi kabuğuna çekiliyor.
Bir partiye gönül vermiş ve o partiden aday adayı olacak cesaret ve kararlılığı göstermiş kişilerin, kendilerine görev verilmemesi nedeniyle sessizliğe bürünmeleri, ilk önce kendilerine yaptıkları bir haksızlıktır.
Hele ki bir partide umduğunu bulamayıp, daha mendil kuruyacak süre geçmeden başka partilerde arayış içine girenler, bana göre çok büyük siyasi ahlaksızlık yapmaktadır.
Zaten bu tür kişilerin topluma verebilecekleri çok fazla bir şey de yoktur.
Keşke özellikle yerel seçimlerde partilerin değil de, sadece halkın adayları yarışsa.
Yani hiçbir parti ile bağı olmayan, kendisine güvenen, deneyimli ve donanımlı kişiler çıkıp aday olsa.
Biz de birilerinin ardından “İzlerini nerede bulurum senin” diye ağıt yakmak zorunda kalmasak…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.