Aydın’ın ‘büyükşehir’ olması ile ilgili süreç, sadece kentleri etkilemedi.
Büyükşehir yapısında artık ‘köy’ olarak adlandıramayacağımız ve 31 Mart’tan itibaren ‘mahalle’ statüsüne kavuşan kırsaldaki yerleşim alanlarında da ‘Büyük’ sıkıntılar yaşanıyor.
30 Mart Yerel Seçimleri ile birlikte tüzel kişilikleri sona ererek, bağlı bulundukları ilçelere ‘mahalle’ olarak katılan bu yerleşim yerlerinin bazılarında, ‘köy muhtarı’ anlayışından kurtulamayan muhtarlar ile ilçe belediyeleri kavgaya tutuşmuş.
Hatta mahkemelik olanlar bile var…
Yaşanan kavgaların temelini, daha önce köy tüzel kişiliklerine ait olan, fakat yasa gereği ilçe belediyelerine devrolunan zeytinlikler, otluklar ve diğer tarım arazileri ile kahvehaneler ve diğer mülkler oluşturuyor.
Kırsaldaki bu yeni mahallelerin birçoğunda köy tüzel kişiliğine ait mülkler, seçimlerden önce eskiden olduğu gibi belirli sürelerle kiraya verilmiş.
Şimdi de belediyeler, haklı olarak bu kira sözleşmelerine itibar etmiyor.
Kiracılar mağdur durumda.
Diğer yandan köy tüzel kişiliklerinin mülklerini devralan belediyelerin, bunlarla ilgili nasıl bir tasarruf uygulayacağı da merak konusu.
Kırsaldaki bu zeytinlik, otluk ve diğer tarım arazilerini belediyeler nasıl değerlendirecek?
Kiraya verecek mi?
Verecekse, ihaleye mi çıkacak?
İhalede öncelik en çok parayı verenin mi, yoksa o kırsal mahallede yaşayanların mı olacak?
Eğer bu araziler değerlendirilmez ve kiraya verilmezse, yaz mevsiminin başladığı şu günlerde iyice kurumaya başlayan otluklarda çıkabilecek muhtemel yangınlar nasıl önlenecek?
Kırsalda yaşayan insanların kafalarında, bunlara benzer daha birçok soru var.
Kendilerine ‘köy muhtarı’ süsü vermekten kurtulamayan kırsaldaki mahallelerin muhtarlarının, yeni düzendeki görev ve sorumluluklarını acilen öğrenmeye ve ona göre davranmaya daha çok ihtiyaçları var.
Aksi halde kırsaldaki bu ‘Büyük’ sıkıntı, büyümeye devam eder…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.