Bugün seçim yasakları ile birlikte, 10 günlük propaganda süresi de başladı.
Belediyelerimizi yönetmeye talip olanlar, seçimlere kadar geçecek bu 10 günlük süreçte seçilmeleri halinde kentlerimize hangi hizmetleri yapacaklarını, nasıl bir yönetim anlayışına sahip olacaklarını anlatacaklar.
Onlara 10 gün boyunca konuşmak serbest.
Bize de susup izlemek düşüyor.
30 Mart’ta da söz sırası bizde olacak.
Hangi adayı güvenilir ve projelerini inandırıcı bulduysak, irademizi de sandığa ona göre yansıtacağız.
Propaganda sürecinde adayları iyi dinlemeli ve takip etmeliyiz.
Kafamızda oluşan ‘acaba’ları, bu 10 günlük süreçte mutlaka gidermeliyiz.
Sandığa karmakarışık düşüncelerle değil, güçlü bir iradeyle gitmeliyiz.
Zayıf iradeyle kullanacağımız oylarla, kentlerimizde güçlü idareler ve yönetimler oluşturamayacağımızı unutmayalım.
Bu arada meslektaşlarımızı da seçim yasakları kapsamında;
Yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayın araçları ile kamuoyu araştırmaları, anketler, tahminler, bilgi ve iletişim telefonları yoluyla mini referandum gibi adlarla, bir siyasi partinin veya adayın lehinde veya aleyhinde veya vatandaşın oyunu etkileyecek biçimde yayın ve herhangi bir surette dağıtım yapılamayacağı hususunda, dikkatli davranmaya davet ediyorum.
30 Mart Mahalli İdareler Seçimleri, Aydın’ımız ve ülkemiz için şimdiden hayırlı olsun.
Güçlüler değil, iyiler kazansın…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.