Ya üniversite olmasaydı?

Dün sabah erken saatlerde, İstanbul’dan gelen bir misafirimi karşılamak için Aydın Şehirlerarası Otobüs Terminali’ne gittim.

Yaklaşık yarım saatlik bekleme sürecimde, 30’dan fazla otobüs terminale giriş yaptı.

Aydın’a gelen yolcuların üçte ikisine yakını, gençlerden oluşturuyordu.

Belli ki, Adnan Menderes Üniversitesi’nin çeşitli birimlerine kayıt yaptırmak için Anadolu’nun dört bir yanından gelen gençlerdi bunlar.

Giden yolcu kısmında da gençlerin yoğunluğu fazlaydı.

Onlar da, Aydın’da yaşayıp diğer şehirlerdeki üniversitelere kayıt için gidenlerdi.

Üniversite öğrencileri ve ailelerinin sabahın erken saatlerinde Otogar’da oluşturduğu bu yoğunluktan, garaj esnafından taksicisine, şehiriçi ve ilçe minibüsçülerine varana kadar herkes nasipleniyordu.

Henüz otobüsten iner inmez gençlerin koluna girip, “Yurt ihtiyacınız var mı?” diye soran özel tişörtlü gençler de, organize bir şekilde çalışıyordu.

Sizin anlayacağınız, üniversitenin imkanlarından hemen herkes sabahın o ilk saatlerinde nemalanmaya çalışıyordu.

Gün boyunca da kentin içindeki lokantacılar, büfeciler, kahveciler, park ve bahçeciler…

Sonrasında;

Ev sahipleri, spotçular, kömürcüler, pazarcılar, mağazacılar, kırtasiyeciler…

Garajda öğrencilerin oluşturduğu o hareketliliği gördükçe kendi kendime şunu sordum;

“Ya Aydın’da üniversite olmasaydı?”

İyi ki, Aydın’da 45 bine yakın öğrencisi ve 10 binden fazla akademik ve idari personeli olan bir üniversite var…