Memur atıyorlar, tutuyoruz.
Amir atıyorlar, tutuyoruz.
Müdür atıyorlar, tutuyoruz.
Savcı atıyorlar, tutuyoruz.
Kaymakam atıyorlar, tutuyoruz.
Vali atıyorlar, tutuyoruz.
İlçe Başkanı atıyorlar, tutuyoruz.
İl Başkanı atıyorlar, tutuyoruz.
Belediye Başkanı atıyorlar, tutuyoruz.
Milletvekili atıyorlar, tutuyoruz.
Bol keseden atıyorlar, yine tutuyoruz.
Bunlarla da yetinmiyoruz;
Önümüze iki lokma atıyorlar, yutuyoruz.
Avluya iki torba kömür atıyorlar, yakıyoruz.
Atkıyı, bereyi, kahveyi havada kapıyoruz.
Gelmişimize geçmişimize küfrediyorlar, susuyoruz.
Yalan da konuşsalar, alkışlıyoruz.
Seçimden önce peşlerinde koşuyoruz.
Seçimden sonra görüşemiyoruz.
Velhasıl kelam;
Onlar hep atıyor, biz de itirazsız tutuyoruz.
Sonra da bunun adına “demokrasi” diyoruz.
Onlar attığı ve biz de tuttuğumuz sürece, bu ‘atmaca ve tutmaca demokrasisi’ ile yetinmek zorundayız.
Kabahatin büyüğünün, atanlarda değil tutanlarda olduğunu da unutmayalım.
Ülkemizin ve Aydın'ımızın yeni ‘atmaca ve tutmaca mevsimi’ hepimize hayırlı ve uğurlu olsun...
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.