Başlıkta bir kelime oyunu yaptım.
İlk iki kelimenin arasında l harfi yok.
Aslında tek kelimeymiş de, ben yalnız yazmışım değil.
Genelevde değil gene evde.
Bazen beynimiz gördüğümüzden daha ziyade, görmek istediğimizi algılıyor.
Bunu, yazı çok okunsun diye de yapmadım.
Okunursa da ne ala…
Ege Denizi’nde yaklaşık 15 gündür çok ciddi sarsıntılar yaşanıyor.
Büyüklüğü 5’i geçmeyenleri artık haber olarak görmüyoruz.
Geçen hafta, 5.3’lük bir sarsıntı oldu.
Dün akşamki 5.2’lik deprem gibi o da Aydın’da hissedildi.
Uzmanlar, Ege Denizi’nde depremlerin merkezi olan adadaki volkanın patlaması halinde “Hepimize Allah’a ısmarladık” dedi.
Bölgedeki Büyükşehir Belediye Başkanları olağanüstü toplandı.
AFAD, tedbirleri gözden geçirdi, açıklamalar yaptı.
Bu kadar yoğun deprem gündemi arasında bizim internet sitesinde, “Aydınlı adam genelevde öldü” haberi daha çok okundu.
Ege’deki depremler, Aydın’daki sarsıntılar ikinci planda kaldı.
Bundan önceki yazımda “Ege çalkalanırsa, Aydın göçer” demiştim.
Çok sayıda deprem bilimci de, benzer şeyleri söyledi.
Maksadımız insanlarımızı korkuya sevk etmek değil.
Allah bölgemize böyle bir felaket yaşatmasın, oradaki volkan patlamasın, sarsıntılar bir an önce son bulsun.
Bunlar duamız, dilek ve temennilerimiz…
Fakat günde en az 3-4 kez Aydın’ın merkezinden ve özellikle kıyı ilçelerinden hissedilen depremlerle ilgili bilinçli olmamız, kötü senaryolara karşı bireysel olarak da tedbirler almamız gerekiyor.
Yakın tarihte “asrın felaketi” olarak nitelendirilen büyük bir deprem yaşanan ülkemizde hala bu acılardan ders çıkaramamışsak da, Allah müstehakımızı verir.
Devlet, Didim ve Bodrum gibi kıyı şehirlerde erken uyarı sistemleri kurdu.
Dalgalar yükselmeye başlayınca sirenler çalacak, yükseklere kaçacağız.
Sonra Nuh’un gemisine binip, Paşayaylası’na konacağız.
Ya da bazılarımız gene evde öleceğiz.
Belki çoğumuz da, genelevde ölen bir başka adamın haberini okurken…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.