Takip Et
  • 17 Nisan 2025, Perşembe

ÇAĞDAŞ MÜNAFIKLAR...

Dini literatürde 'münafık' diye bir kelime vardır ki, anlamını bilmeyeniniz ya da en azından bu kelimeyi duymayanınız yoktur. Arapça kökenli 'nifak' kelimesinin ism-i faili olan bu kelime, 'ikiyüzlü, içi dışı bir olmayan, yalancı, sahtekar' gibi manalara gelmektedir.

Gerçekte sahip olmadığı erdemlere, ahlaki değerlere, dini inançlara, ilkelere ve hasletlere sanki sahipmiş gibi davranan; düşünce, söylem ve eylemleri birbirini yalanlayan; bir başka deyişle, içi dışı birbirine muhalif olan kişilere 'münafık' denir...

İslami literatürde, kendini Müslüman olarak tanıttığı ve gösterdiği halde asıl itibariyle İslam düşmanları ile birlikte hareket eden kişiler için 'münafık' sıfatı kullanılır. Münafıklık bir anlamda 'inançta sahtekarlık' demektir...

Münafığın münafık olduğunu gösteren dört alamet vardır;

- Kendisine bir şey emânet edildiği zaman ona ihanet eder

- Konuştuğunda yalan söyler

- Söz verince sözünden döner

- Düşmanlıkta haddi aşar, haksızlık yapar

Bu dört huyun hepsine birden sahip olan kişi tereddütsüz bir şekilde münafık iken, bunlardan herhangi birine sahip olan kişi ise o huyu terkedinceye kadar münafıklıktan bir alamet taşıyor demektir. Yalancılık ise bu huylar içerisinde en kötü olanıdır...

Bukalemun gibi bulundukları ortam ve araziye göre renk değiştiren münafıklar, adeta pirincin içindeki beyaz taşlar gibidir. İşte bu nedenle, münafıkların kafirlerden daha tehlikeli olduklarını söylemeye gerek bile yoktur...

Kur’an-ı Kerim münafıkları, “Allah'a ve ahiret gününe inanmadıkları halde 'inandık' diyerek Allah'ı ve mü'minleri aldatmaya çalışan, ancak gerçekte sadece kendi kendilerini aldatan, kalpleri hastalıklı, yalancı, yeryüzünde bozgunculuk çıkarıp sonra da ‘Biz yapıcı, düzeltici kimseleriz’ diyen, 'Halk nasıl iman ediyorsa siz de öyle iman edin’ denildiğinde ‘Biz beyinsiz ve ayak takımı gibi iman etmeyiz’ diyerek Müslümanları ayak takımı gören, müminlerle karşılaştıklarında ‘İnandık’ deyip, elebaşıları ile baş başa kaldıkları zaman ‘Biz sizin yanınızdayız, onlarla sadece alay ediyoruz’ şeklinde mazeret beyan eden, sürekli iki arada bir derede debelenen kişiler olarak tarif etmektedir...

Sakın ola ki münafıklığın sadece İslamın ilk yıllarına veya Peygamberimizin yaşadığı döneme ait bir vakıa olduğu zannedilmesin. Zira münafıkların İslam'ın ilk döneminde ortaya koydukları kaos, fitne, şantaj, darbe teşebbüsü ve paralel devlet yapılanmaları gibi eylemleri, ne yazık ki günümüz münafıklarınca bugün de aynen uygulanmakta veya en azından teşebbüs edilmektedir. Bir başka deyişle, suret-i haktan görünüp batıla hizmet edenler dün de vardı, bugün de varlar...

Örnek mi istiyorsunuz?

FETÖ/PDY, DEAŞ ve Nijerya'daki Boko Haram gibi terör örgütleri...

Münafıkların içinde bulundukları toplumu içten içe çökertmeye ve yıkmaya yönelik zararlı davranışlarını ve illegal faaliyetlerini ana başlıklar halinde şöylece özetlemek mümkündür:

- Kendilerini devletin asıl sahibi olarak görüp, paralel bir yapı kurmak ve türlü hilelerle Devlete sızmak

- Devlete alternatif eğitim kurumları açma ve işletme

- Devleti ve Devlet başkanını itibarsızlaştırmak için her yolu denemek ve Devlet Başkanına karşı şantajlar düzenlemek

- Yaşadıkları ülkeye ve dine düşman olan devlet, örgüt, kurum, yapı ve kişilerle dış bağlantılar kurup işbirliği yapmak

- Sadece kendi çıkarlarını düşündüklerinden ve Müslümanlıkları da sadece kendi çıkarları kadar olduğundan, Devleti de kendi çıkarları için kullanırlar

- Devleti yıkmak için akıllarının bir köşesinde her daim darbe fikri vardır ve fırsatını buldukları anda darbeye teşebbüs etmekten çekinmezler

- Ekonomik manipülasyon ve gayri meşru kazanç peşinde koşarlar...

Şimdi gelelim çağdaş münafıklara...

Şimdiye kadar anlatılanlardan, münafıkların en önemli özelliklerinin ikiyüzlülük, yalancılık, sahtekarlık, hainlik olduğunu ve kendilerini gizlemek için bukalemun gibi davrandıklarını öğrenmiş bulunuyoruz. Bu bağlamda, ister Müslüman olsun ister başka birşey, bu özelliklere sahip olanlara çok dikkat etmek lazımdır...

'Çağdaş münafıklar' olarak nitelendirebileceğimiz bu kişiler, tıpkı FETÖ'cüler gibi hareket ederek, değişik kılık, kisve ve ünvanlarla hainlik yapar, nifak tohumu saçar ve toplumu parçalamaya dönük her faaliyeti icra ederler.

Bunlar;

Hrsızdırlar, fakat hırsızlıklarını makam ve ünvanlarıyla kamufle etmeye çalışırlar...

Yalancıdırlar, fakat başkalarını yalancılıkla suçlarlar...

Yolsuzluk yaparlar, fakat en dürüst kendileriymiş gibi davranırlar...

Söz verirler, fakat asla sözlerinde durmazlar...

Bölücüdürler, fakat 'Biz halkız vs' derler,

Atatürk'ün ilke ve düşünceleriyle zerre alakaları yoktur, fakat 'Biz Atatürkçüyüz' derler...

Muhafazakar ve dindarız derler, fakat her türlü haramı yiyip hırsızlık, fuhuş ve adaletsizliği yaparlar...

Milliyetçiyiz derler, fakat ilk fırsatta vatan ve milletini satmaktan geri durmazlar...

Solcuyuz ya da komünistiz derler, İngiltere'den, Amerika'dan ya da başka kapitalistlerden medet umarlar...

İslama düşmandırlar, fakat seçim zamanında oy uğruna başörtülülerle çekilmiş boy boy resimler paylaşırlar...

Sağcıyız derler, gider solcu ve komünistlerle işbirliği yaparlar,

Teröre karşıyız derler, teröristlerle kucak kucağa yaşarlar...

Hayvanseveriz derler, kedi köpek haricinde hayvan sevmezler...

Kadın hakları derler, kadınlık haricinde her türlü melaneti işlerler...

Bu liste böylece uzar da uzar...

Öte yandan, bu 'çağdaş münafıklar' siyasetin, gazeteciliğin, belediye başkanlığının, parti başkanlığının, öğrenciliğin, kadın olmanın, makamın vs ayrıcalık ve nimetlerinden her fırsatta yararlanmayı da asla ihmal etmezler...

Allah hepsinin de şerrinden korusun...

Son söz Hz. Ali'den gelsin;

Açık kalpli mert düşman, içten pazarlıklı dosttan iyidir.

Esen Kalın... 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.