Akşamdan kar haberleriyle uyuduk…
Yanı başımızda, Muğla’nın tamamında bile, eğitime 1 gün ara verildiği haberiyle uyuduk.
İkinci yarıyılın başlayacağı, çocukların sabahın erken saatlerinde yine okul yoluna düşeceği, soğuk bir güne uyanacağımızı bilerek uyuduk.
Sabah uyandığımızda ise Maraş’tan, Antep’ten, Malatya’dan, Urfa’dan, Hatay’dan, Diyarbakır’dan, Osmaniye’den, Kilis’ten, Adıyaman’dan, Adana’dan aldığımız acı haberlerle sarsıldı.
Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7,7 büyüklüğündeki depremde 100’lerce bina yerle bir olmuştu.
Can kayıpları, yaralılarımız, enkazların altında canlarımız vardı.
Gün ağardıkça, yaşanan felaketin büyüklüğü de ortaya çıktı.
Sadece ülkemizde değil, komşu ülkelerde de hasara ve can kayıplarına yol açan bir depremdi bu.
tvDEN’de sabah saatlerinden itibaren Ana Haber spikerimiz Selime Aydemir ile canlı yayına başladık.
Deprem uzmanlarından ve bölgedeki meslektaşlarımızdan canlı bağlantılarla bilgi almaya ve izleyicilerimize aktarmaya çalıştık.
Felaketin yaşandığı bölgeden gelen görüntüleri, kurtarma çalışmalarını aktardık.
Yayınımız devam ederken, en çok da Hatay bölgesinden yayınımıza bağlanarak yardım talebinde bulunmak isteyen vatandaşlarımız oldu.
Çünkü, Hatay’a ulaşım sağlayan karayolları da büyük hasar görmüştü. Hatay Havalimanı kullanılamaz hale gelmişti.
İskenderun’dan gazeteci Veysel Cıncık abimin aktardığı bilgiler, tüylerimizi diken diken etti.
Depremin merkez üssü belki Kahramanmaraş Pazarcık’tı ama sanki en çok Hatay’ı etkilemişti.
Gaziantep’ten gazeteci Arif Kurt ile Malatya’dan meslektaşlarımızla yaptığımız bağlantılarla, sosyal medyada dönen safsata bilgilere itibar etmeden, en doğru bilgileri paylaşmaya çalıştık.
Sonrasında hem bölgede yapılan arama kurtarma ve yardım çalışmalarını hem de bölgemizde depremden etkilenen vatandaşlarımız için başlatılan yardım seferberliklerini takip ve tanıklık ettik.
Çok sayıda artçı da meydana geldi.
Saat: 13,24’te yine Kahramanmaraş merkezli 7,6 büyüklüğünde bir deprem daha yaşandı.
İlk depremin yıktığı enkazlarda arama kurtarma çalışması yapanlar, sokaklardaki vatandaşlarımız, bu depremi de canlı canlı yaşadı.
İkinci deprem de geniş bir coğrafyada hissedildi.
Kayseri’de, Sivas’ta, Çorum’da vatandaşlarımız kendilerini dışarı attı, binalara giremedi.
Ankara’da bile sokaklara çıkanlar oldu.
Tüm bakanlar, sabahın erken saatlerinde depremden etkilenen 10 ile gitti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğle saatlerinde yaptığı açıklamada bine yakın vatandaşımızın hayatını kaybettiğini, 5 binden fazla yaralımız olduğunu açıkladı.
Saatler ilerledikçe can kayıplarımız ve yaralı sayımız da arttı.
Dün Türkiye, olağanüstü bir gün, olağanüstü bir felaket yaşadı.
O meşhur türkümüzde “Maraş’tan bir haber geldi…” dense de, biz dün Maraş’tan gelen ikisi büyük onlarca sarsıntının ve onların yol açtığı felaketlerin acı haberleriyle sarsıldık.
Marmara depreminden 24 yıl, İzmir ve Elazığ depremlerinden 2 yıl sonra yaşanan bu deprem felaketi umarız bu son olur.
Biz ülke olarak bunu da aşarız, yaralarımızı da en kısa sürede sararız.
Depremle yaşamaya alışmak kadar, depremden az etkilenmek ya da hiç etkilenmemek için çok acilen tedbirler de almalıyız.
Bunlar sadece deprem zamanı konuşup lafta kalmamalı.
Yarından tezi yok, depreme daha dayanıklı yapılar üretmeliyiz.
Fay hatları üzerindeki yerleşim yerlerini tahliye etmeliyiz.
Dönüşmeliyiz, değişmeliyiz…
Aksi halde bu büyük acıları her çeyrek asırda, her yüzyılda yaşamaya devam ederiz.
Başımız sağ olsun, geçmiş olsun Türkiye’m…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.