Gazetecilik, birçok meslek ve yeteneği bünyesinde barındıran entegre bir meslek.
Her gazeteci, şayet birlikte çalıştığı ayrı bir foto muhabiri yoksa iyi bir fotoğrafçı ve aynı zamanda iyi bir edebiyatçı olmak zorunda.
Gazeteci gerektiğinde kaçabilmek ve koşabilmek için iyi bir sporcu,
Haber için gittiği trafik kazasındaki yaralılara müdahale edebilecek seviyede ilk yardım uzmanı,
Haberini yaptığı orman yangınına müdahale edebilecek kadar itfaiyeci,
Karşısındakine laf anlatabilecek ve ikna edebilecek kadar iyi bir iletişimci,
Üst düzey bilgisayar ve internet operatörü,
İyi bir şoför ve daha bir çok şey olmak zorundadır gazeteci.
Tabi bunların hepsinden önemlisi, gazeteci çok dikkatli olmalıdır.
Hele bu devirde, bunca bilgi kirliliğinin yaşandığı bir dönemde gazeteciler daha da dikkatli olmak zorundadır.
Aydın’da görev yapan bir gazeteci, Bozdoğan’daki tren kazasında 3 kişinin ölmeyeceğini bilmek zorundadır. Yani Bozdoğan’da demiryolu olmadığını…
Hayırlı mübarek Ramazan günü, Acarlar Kaymakamı’nın oğlunun, Umurlu Müftüsü’nün kızını kaçıramayacağını da ezbere bilmek zorundadır. Yani Acarlar’da Kaymakam, Umurlu’da da Müftü olmayacağını…
Zaman zaman çok dikkat etmemize rağmen hatalar yapıyoruz. Bazen halk dilimizin kurbanı oluyoruz.
Tarım işçilerine çapa yaptırıyoruz. Oysa çapayı demirci yapar. Onların yaptığı ise pamuk çapalamak…
Yangın yanarken, ölü ölmeyeceğini, tarlaya su sulamaya gidilmeyeceğini bilmek zorundayız.
Aslında biliyoruz da, dikkat eksikliğinden uygulamada hatalar yapıyoruz.
Örneğin dün arkadaşlar, 105 yaşındaki Umurlulu bir teyzenin 105. Ramazan’ı yaşadığını yazmışlar. Ramazan’ın miladi takvime göre her yıl 10 gün öne geldiğini hesaba katmadan…
Bu 10 günleri 100 yılı aşkın bir ömürle hesapladığınızda, teyzenin yaşı ile yaşadığı Ramazan sayısının aynı olmadığını kolaylıkla anlayabiliriz…
Gazeteciler sağlıklarına da çok dikkat etmek zorunda.
Son yıllarda çoğu meslektaşımızı, çeşitli hastalıklarla genç yaşta kaybettik.
Dün sabah da acı bir haberle uyandım.
Nazillili Gazeteci Ali Yapucuoğlu’nun vefatını üzüntüyle öğrendim. Meslektaşımıza Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve camiamıza sabır ve başsağlığı dilerim. Mekanı cennet olsun.
Bozdoğan’daki tren kazasının kurbanları arasında yer almamak için, sağlığımıza ve mesleğimize lütfen biraz daha dikkat...
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.