Takip Et
  • 3 Ocak 2013, Perşembe

Bağlanmak


Hiçbir bağlılık, sebepsiz yere değildir. Kimi aşkla bağlanır, kimi sevgiyle. Kimi tutku, kimi heves, kimi de hırsla bağlanır. Kimi yürekten, çıkarsız bağlıdır; kimileri de tamamıyla bir çıkar uğruna. Kimi korkusuzca, cesurca, her türlü sonucu göze alarak bağlanır, kimileri de zarar görmemek için riyakarca bağlıymış gibi görünmeye çalışır. Kimi bağlılıklar sicim ipliği kadar zayıf, kimileri de “gebelik” seviyesinde güçlüdür.
Derdim, yılın bu ilk yazısında kafanızı karıştırmak değil. Fakat şöyle etrafınıza bir bakın, en yakınınızdakilerde, hatta kendinizde bile “bağlılık” olgusunun, nasıl bir nedene dayandığını kolayca kavrayabilirsiniz.
Bir annenin evladını, ya da iki sevgilinin karşılık beklemeksizin birbirlerini sahiplenişi, bağlılığın en saf ve en temiz olanıdır. Bağlılığın en çirkef ve en iğrenç olanlarını ise siyaset dünyasında görmeniz mümkündür. Daha doğrusu, siyaseti kendi çıkarları için çirkefleştirenlerin akıl sır ermez gibi görünen, insanın kanını donduran bağlılıkları…
Yeni yılla birlikte, yeni bir siyasi atmosfere girdiğimiz şu günlerde, 2014 Mart’ında yapılacak yerel seçimler öncesi, siyasi bağlılıkları bir kez daha yakından görme imkanına sahip olacağız. Büyükşehir olan Aydın’ın bu “büyük” sınavında, bakın siyaset dünyasındaki kirli ilişkiler nasıl birer birer gün yüzüne çıkacak.
Sırf ihtiyaç duyduğu banka kredisini kolayca alabilmek, ya da oğlunu/kızını işe yerleştirebilmek için siyasi kimliğini değiştirenlerin, yerel seçimler öncesi yeni çıkarlar elde edebilmek uğruna, siyasi bağlılıklarında yaptıkları revizyona tanıklık edeceksiniz.
Patronlarının maşası olarak çeşitli siyasi oluşumlara monte edilen zavallıların fiziki bağlılıklarının, yine patronlarının emirleri ile sona erdirilecek olması beni çok ilgilendirmiyor. Fakat zirvede oldukları halde, kendi siyasi oluşumlarına, kendi parti kimliklerine ve tabanlarına aykırı “kirli” bağlılıkları olan, siyaset-ticaret ilişkisinden kendilerini bir türlü kurtaramayanlar “büyük” bir sınavdan geçecek.
Toplum, ülke ve memleket çıkarları dışında hiçbir bağlılığı olmaması, tamamen bağımsız hareket etmesi gereken biz gazeteciler açısından da yeni bir sınav dönemi başlıyor. Belli bir siyasi partiye ya da siyasetçiye “cepten” bağlı olanlar, yine bu mesleği kirletmeye devam edecek. Belki biz de o siyasetçilere bu yoğun siyaset döneminde zaman zaman cepten bağlanacağız, ama sadece “alo” demek için…

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.