AK Parti Aydın İl Başkanı Sadık Atay, Büyükşehir adaylarının belli olmasından sonra yaptığı açıklamada, “Aydın’ı karış karış gezeceğiz” demiş.
Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Çine Çayı'nın kenarındaki bir kuzuyu kurt kapsa hesabı bizden sorulur” derken, partisinin Aydın İl Başkanı’nın Aydın’ı daha karış karış gezmemiş olması zaten büyük kabahattir.
AK Parti, farklı bir disipline, farklı bir anlayışa sahiptir. Fakat Aydın’daki teşkilatlara baktığınızda, bunun böyle olmadığı aşikardır.
Her ay düzenli olarak yapılan il ve ilçe danışma meclisi toplantıları göstermelik olmaktan öteye gidememiş, bu toplantılarda ciddi siyaset üretilememiş, laf kalabalıklığından başka bir işe yaramamıştır.
AK Parti teşkilatları, bu zorlu seçim süreci öncesinde kendilerini bir kez daha sorgulamak zorundadır.
Sadece il teşkilatı değil, bazı ilçelerde adeta laçkalaşmış parti yönetimleriyle bu seçimde başarı elde etmek mümkün değildir.
Işığı yakanlarla, ışığı görüp gelen haşereler kesinlikle ayrıştırılmalıdır.
Zaten ışığı yakanların büyük çoğunluğu kendi kabuğuna çekilmiş, partiyle bireysel gönül bağları devam etse de, toplumsal başarı için enerji harcamayacak derecede küstürülmüştür.
AK Parti’nin Aydın’daki temelini oluşturan, hiçbir zaman menfaat beklentisi içine girmemiş, şiddetli bir esintide bile yönünü değiştirmemiş bu kitleden faydalanılamadığı sürece, AK Parti’nin büyükşehir ve ilçe belediye başkanlığı seçimlerinde işi çok zordur.
Birileri kamyon kamyon kömür dağıtırken, salon siyasetiyle, Facebook, Twitter siyasetiyle bu işler olmaz.
Senin sosyal medyadaki paylaşımını zaten sadece kendi kitlen görmektedir. Ankara’da bilmem ne toplantısında Başbakan’ı dinliyor olman ya da bilmem ne genel müdürünü ziyaret etmiş olman beni çok da ilgilendirmiyor.
AK Parti İl Başkanı, Aydın’ı değil karış karış, azıcık gezmiş olsaydı; Çine Barajı’nın kenarındaki kuzu şöyle dursun, son aylarda Çine Kaymakamı’nın ilçe sınırlarından uzaklaştırdığı yol kenarlarındaki fahişelerin kendi köyü olan Aydın merkeze (Efeler’e) bağlı Savrandere ile Böcek Köyü arasında bedenlerini pazarlamaya devam ettiğini görürdü.
Bahçelerinde zeytin işleyen kendi köylülerinin yol kenarındaki bu utanç verici manzaraları görmesine ve Aydın’ın adının kirlenmesine engel olurdu.
Aydın’ın klasik ve köhne bir siyaset anlayışı olan adam harcama, fesat düşüncelerle yakın markaj ve bencilce şişeleme anlayışından artık kurtulun.
Aydın’ı karış karış mı yoksa adım adım mı gezersiniz bilemem.
Fakat diğerlerinden daha çok çalışmanız şart.
Niye mi?
Birileri 30 Mart’ta anlınızı karışlamasın diye…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.