“Yiğidi öldür, hakkını yeme” atasözümüzün arkasına sığınıp, yiğitleri öldürmeyin.
Yiğit insanlara çok ama çok ihtiyacımız var.
Etek altında lego oynayanların kıçına tekme vurmak için de efor sarf etmeyin.
Görünen köy kılavuz istemez, onlar zaten kendiliğinden yok olup gidecek.
Geçmişte de onlardan çok vardı.
Şimdi isimleri, simaları dahi unutuldu.
“Cambaza bak” taktiği ile Aydın’ın gündemini saçma sapan mevzularla meşgul etmeye çalışanlara da prim vermeyin.
Aydın’ın gündeminde;
Daha çok üretim,
Daha konforlu bir şehir,
Daha sağlıklı bir yaşam,
Daha eğitimli ve bilinçli bir gençlik,
Refah düzeyi daha yüksek bir toplum olmalı.
Aydın’ı bu gündemden uzaklaştırmaya çalışan her kim olursa olsun, onları kendimizden ve kentimizden uzak tutmaya çalışalım.
Kendilerine hürmet edilmediği için sanal alemde egolarını tatmin etmeye çalışan ve vakit öldüren büyüklerimize de ihtimam gösterelim.
Devir değişmiş olsa da, onların engin tecrübelerinden faydalanalım.
Çocuklarımızı ve gençlerimizi de görmezden gelmeyelim. Onların da fikirlerini önemseyelim, özümseyelim ve uygulamalarımıza dahil edelim.
Siyasetçilerimize bir sözüm yok. Onlar uygulamalarıyla bir şekilde bedel öder veya mükafat görür. Tercih kendilerinindir.
Fakat bu şehre atanan hiçbir Allah kulunu, yan gelip yatırmayalım.
Devlet mekanizmasının içinde olup kıyıda kenarda duran ve kerhen işin ucundan tutanların kulaklarını tutalım.
Öyle “Ankara’da dayısı varmış” veya “Bilmem kimin akrabasıymış” gibi şehir efsaneleriyle onlara önem atfetmeyelim.
Aydın’ı kişisel çıkarlara dayalı ‘bürokrat yalakalığı’ hastalığından bir an önce kurtaralım ki, bu şehre atananlar bizim ödediğimiz vergilerden aldıkları maaşlarını sonuna kadar hak edebilsinler.
Usul, adap ve edep dışına çıkmadan, gördüğümüz yanlışlarını da mertçe ifade edelim.
Yiğit olanlarını da öldürmeyelim, sindirmeyelim, bezdirmeyelim ve haklarını yemeyelim.
Onlara itibar suikastı düzenlemek yerine, aksine itibarlarına itibar katalım, takdir edelim, taltif edelim.
Yunan’dan 100 yıl önce kurtulduk diye seviniyoruz ama daha kurtulmamız gereken birçok hastalığımız bulunduğunu ve düşünce yapımızın işgal altında olduğunu unutmayalım…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.