Bizim kültürümüzde ölenlerin, gidenlerin arkasından kötü konuşmak yoktur. 
Cenaze namazının ardından musalladaki merhum ya da merhume için hoca üç kez “Nasıl bilirdiniz?” diye sorar.
Cemaat hep bir ağızdan:
“İyi bilirdik!” cevabını verir.
Hoca, üç kere de helallik ister.
Cemaattekiler tereddütsüz bir şekilde;
“Helal olsun!” der.
Ben bugüne kadar;
“Haram olsun” diyenini duymadım.
Her başlangıcın, muhakkak bir sonu vardır.
Aydın Valisi Kerem Al için de, bu böyle olmuştur.
Kendileri, belki Aydın’da en kısa görev yapan valiler sıralamasına girmiştir.
Aydınlılara “Al sana vali” dercesine onu bu göreve atayan irade, soy ismi kadar kısa bir sürede, yani 23 ay sonra Merkez Valiliği’ne tayin etmiştir.
Bir nevi kızağa çekmiştir.
Bu tamamıyla siyasi iradenin tercihidir.
Bizi ilgilendiren kısmı ise Aydın için neler yaptığı ya da yapmadığı, yapamadığı ve yaptırılmadığı olmalıdır.
Fakat bunu görev başındayken yüzüne söyleyemeyen ve eleştiremeyenlerin, şimdi arkasından atıp tutması hoş değildir.
Bir önceki Vali’nin tutum ve davranışları için en yakın mesai arkadaşlarının şimdilerde bunu dile getirmeleri de ahlaki değildir.
Vali Kerem Al’ı, mütevazı kişiliği ile hep hatırlayacağız.
Öyle ya da böyle, Aydın için harcadığı emek ve mesaileri için kendisine teşekkür ediyor ve bundan sonraki yaşamında sağlık ve başarılar diliyoruz.
Cemaatten biri olarak benim düşüncem;
“Vali Al’ı iyi bilirdik. Hakkım helal olsun” şeklindedir.
Yeni merhum adayı, yani Aydın’ın yeni Valisi Erol Ayyıldız’ın ardından da gönülden helalleşebilmeyi ve tüm Aydınlılar olarak hep bir ağızdan, “Helal olsun!” diyebilmeyi arzuladığımızı belirterek, kendilerine “Hoş geldiniz” diyoruz.
Büyükşehir Aydın’ın sizden beklentilerinin, soy isminizin bizler için değeri kadar büyük olduğunu asla unutmayın.