Tüm gözler, dün görüşmelerine başlanan 2023 yılı bütçesinin ardından, yıl bitmeden TBMM’de görüşülüp karara bağlanacak konularda.
Bunların en başında, kısaca EYT olarak bildiğimiz emeklilikte yaşa ya da yasalara takılanlar geliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da açıkladı, bu konu bir şekilde önümüzdeki günlerde çözüme kavuşacak.
EYT düzenlemesi görüşülürken unutulmaması gereken önemli bir kitle daha var.
Stajyerler…
Onlar kendilerini “staj sigortası mağduru” olarak adlandırıyor.
Şayet EYT düzenlemesinde onlara yer verilmezse, gerçekten “mağdur” olacaklar.
Sayıları 1,5 – 2 milyonu bulan bu kitle, 2000 yılından önce meslek lisesi veya çıraklık eğitim merkezindeyken çocuk yaşta iş hayatına aktif olarak katılmışlardan oluşuyor.
Yani, haftanın 2 günü okula, 3 günü, bazıları için hafta sonlarını da eklediğimizde haftanın 4-5 günü okul atölyelerinde, sanayi sitelerinde, muhasebe ofislerinde fiilien çalışmış kişiler.
Kendilerine stajlarının başlangıcına SSK numaraları, kimlikleri de verilmiş.
Onlar, ellerindeki bu belgelerle, staj başlangıçlarının SSK başlangıcı sayılmasını istiyor.
Hatta devlete yük olmamak için “bu süreleri borçlanalım” da diyorlar.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, 21 Eylül günü Aydın’da bizim muhabirimizin sorusu üzerine, staj konusunu da EYT kapsamında değerlendirdiklerini ve bu çerçevede çözüme kavuşturulacak bir mesele olduğunu söyledi.
Fakat, Bakan Bilgin’in sonraki günlerde ve son dönemde stajyerlerin aslında kursiyer olduğu yönünde yaptığı değerlendirmeler, sayıları milyonu aşan bu kitleyi tedirgin ediyor.
O nedenledir ki, EYT düzenlemesi TBMM gündemine geldiğinde, stajyerleri göz ardı etmeyin, çocuk yaşta ülkemizin üretimine, iş hayatına katkı sunan bu kişileri üzmeyin. Bu yönde yürüttükleri çabaları, verdikleri mücadeleleri boşa çıkarmayın, onları küstürmeyin.
EYT’nin 8 Eylül 1999 öncesini kapsayacağının açıklanmasının ardından, kedilerini EGT’li olarak, yani emeklilikte güne takılanlar olarak ifade eden ciddi bir kitle daha var. Onlar da yasanın 31 Aralık 1999 öncesini kapsamasını istiyor. “Aramızda üçün, beşin lafı mı olur?” derseniz, onların bu talebini de mutlaka değerlendirin.
Ha bir de, neresinden bakarsanız bakın komik, hatta trajikomik durumda olan bir kitle daha var ki, onlar da kamu şefleri.
3600 göstergesi kapsamında unutulmuş bir kitle.
Bana göre kasıtlı değil ama teknik bir sorumsuzlukla mağdur edilmiş insanlar bunlar.
Kamu şeflerinin üstündeki şube müdürleri, yardımcıları 3600’den faydalanıyor, kamu şeflerinin altındaki memurlar hatta hizmetliler dahi faydalanıyor, ama onlar kapsam dışı bırakılmış.
“Kamu kurumlarımızın beyni” diyebileceğimiz kamu şeflerimizi de üzmeyin, sosyal güvenlik sistemine minik bir dokunuşla, onların haklarını da iade edin.
Unutmayın; unutulanlar, unutanları asla affetmez…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.