Aydın’ın yeni devrinde, yani ‘Büyükşehir’ yapısında, önünde iki seçenek var.
Birinci seçenek; yeni yönetim şeklini en iyi şekilde değerlendirerek bu kenti her alanda büyük yapmak.
İkincisi ise; üç dört yılı kayıkçı kavgalarıyla, son bir yılı da ağustos böceği misali zeybeklerle, halaylarla geçirip, beş yılın sonunda Aydın’ı boynu bükük bırakmak.
Kentimizi yönetecek olanlar, önümüzdeki beş yıllık süreçte bu iki seçenekten birini tercih edecek.
Aydın’ın siyasi yapısını, siyasetçilerinin kalitesini ve hizmet anlayışlarını iyi bilen ve 20 yılı aşan gazetecilik tecrübesine sahip biri olarak, ilimizin geleceği için endişeleniyorum.
Bu endişem, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı’nın iktidar partisine mensup olmamasıyla ilgili değil.
Beni kaygılandıran kalitesiz, seviyesiz ve kişilere endeksli siyaset anlayışından Aydın’ın kurtulamayacak olması.
1992 yılında kurulan Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nin yaşıtlarının bugün geldiği seviye ile bizim üniversitemizin durumunu kıyasladığınızda, endişemi daha iyi anlarsınız.
Bugün ADÜ’nün bir mahalle birimine dönüşen Atça Meslek Yüksekokulu, anlatmak istediğime örnek olarak yeterli sanırım.
Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin yapılanmasında ve imkanlarının paylaşılmasında da aynı anlayış devam ederse, vay Aydın’ımızın haline…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.