Bu memlekette kavgalar hiç bitmedi, bitmez de.
1960 kavgası,
1980 kavgası,
28 Şubat kavgası,
17 Aralık kavgası,
İktidar kavgası,
Muhalefet kavgası,
“Yavru muhalefet” kavgası,
Din kavgası,
Peygamber kavgası,
Başörtüsü kavgası,
Mal kavgası,
Kız kaçırma kavgası,
Çocuk kavgası,
Tavuk kavgası,
Kaşık kavgası,
“Tuzluk” kavgası,
“Ananas” kavgası,
“Ananı da al git” kavgası,
“Montaj” kavgası,
Şantaj kavgası,
Su kavgası,
Ekmek kavgası,
“Niye öyle düşündün?” kavgası,
“Sen adam olmazsın” kavgası,
Gelin-kaynana kavgası,
Karı-koca kavgası,
Öğretmen-öğrenci kavgası,
Laf atma kavgası,
Omuz atma kavgası,
“Gözünün üstünde kaşın var” kavgası…
Bu liste uzar gider.
Hemen her şeyden bir kavga çıkarmayı başarırız.
Sıra icraata ve hayırlı işlere gelince, ortalıkta adam kalmaz…
Unutulmamalıdır ki, hiç bir kavganın kazananı olmaz. Sadece daha az ya da daha çok kaybedeni olur...
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.