Geçmiş yıllarda pamuk tarımı da yapmış çiftçi bir ailenin çocuğuyum. Pamuğun ne kadar zahmetli bir ürün olduğunu iyi bilenlerdenim. Pamukçuluk, aslında bir nevi kumar gibidir. Ya tutarsa…
Bu sene tuttu. Kuraklığa rağmen çok iyi verim elde edildi. Daha da iyi olmasını, daha yüksek verimlere ulaşılmasını, fiyatının iki değil 3-4 kat artmasını yürekten dilerim. Çünkü çiftçimiz, köylümüz, beş on yılda bir de olsa, kazanmayı fazlasıyla hak ediyor.
Bilmeyenler için kısaca bahsedeyim; nisan sonu mayıs başı gibi başlar pamuğun çilesi. Toprağın tavı uygunsa, ilk dikişte tutmuşsa ve toprakta kaymak tabakası oluşturacak şiddette yağmur yağmamış, birikinti oluşmamışsa, şanslısınız demektir. Aksi halde tarlayı bozup, hazırlayıp yeniden ekim yapmanız gerekir.
Hafif boy göstermeye başladığında birinci çapa, 15-20 gün sonra ikinci, ihtiyaç duyulursa üçüncü çapa.. Belki ilk zamanlar salma sulama yaparsınız ama daha sonra mandal kırmak zorundasınız. Yani pamuk tarlasında küçük küçük göletler oluşturursunuz. Sonra da 20 günde veya ayda bir, bu göletleri suyla doldurmalısınız ki pamuklarınız büyüsün, çiçek açıp kozağa dursun.
Eskiden tüm bunlar insan gücüyle yapılırdı. Çapa, mandal kırma, sulama… Günümüzde pamuğun hasadı bile makine ile yapılıyor. Eskiden kürekle mandal kırarken ellerimizde nasırlar, baldırlarımızda yaralar oluşurdu. Güneşin altında, toz toprak içinde akşama kadar harcadığınız emekle, yevmiyeyi en helalinden hak etmiş olurdunuz. Akşam köy kahvesinde keyifli bir çayı ya da soğuk bir Çine Gazozunu da…
Pamuk, yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi, eskiden bir aile tarımıydı. Şimdilerde ise ailenin bir çok ferdi pamuk tarlasına ayak dahi basmadan, pamuktan gelecek parayla hayaller kuruyor, gelecek planları yapıyor. Belki sadece baba ve varsa ailenin büyük oğlu bütün işleri hallediyor.
Eskiden TARİŞ de vardı. Gerçi “şimdi de var” diyeceksiniz belki. Bana göre ha var, ha yok… TARİŞ, pamukçu için bir güvenceydi. Çiftçi tüccarın, çırçırcıların oyuncağı olmazdı. Şimdi bazı kooperatifler hariç, pamukçu bu güvencesini de kaybetti. TARİŞ, birilerin zevk-ü sefalarına, dönülmez akşamların ufkuna kurban olup gitti…
Pamuk para edince ne olur? Başta da dediğim gibi, bu iş biraz da kumar gibidir. Bizim yöremizde de genellikle haydan gelen huya gider. Akıllı adamlar çoluk çocuğuna yatırım yapıp, onları evlendirip barklandırsa da, büyük çoğunluğu paralarını İzmir’deki pavyonlarda çarçur eder. İnşallah bu yıl öyle olmaz…
Geçmiş tecrübelerime göre de, pamuğun para ettiği yıllarda ülkede hep ekonomik kriz yaşanmıştır. Tansu Çiller’in başbakan olduğu yıllarda, tıpkı bu yılki gibi pamuğun fiyatı 2-3 kat artmıştı. Sonrasındaki 5 Nisan kararlarını hatırlayanların büyük çoğunluğu da hayattadır. İnşallah 2022 baharında da ülke benzer bir durumla karşı karşıya kalmaz, zaten var olan ekonomik sıkıntılar daha da derinleşmez.
Çünkü geçmiş yıllarda bu ülkede pamuk ne zaman para etse, pamuk ipliğine bağlı ekonomimiz hep çöküş yaşamıştır. Bu belki bir kehanet veya tesadüfler zinciridir ama bunun sorumlusu kesinlikle pamukçu değildir.
Susuz da olsa pamuk üretmeyi başaran çiftçilerimize ürünleri bereketli, kazançları analarının ak sütü gibi helal olsun…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.