Halk aptal mı?
Asla…
Halkı aptal yerine koyanlar eskisi kadar prim yapabiliyor mu?
Mümkün değil…
Devir değişti, ama hala ufak hesaplarla kitleleri etkileyebileceğini düşünen küçük beyinliler, bir türlü kendilerini yenileyemedi.
Aklı sıra “büyük” bir iş başardığını, rakiplerine gol attığını düşünenler, kendi küçük hesaplarında boğuluyor.
Geri adım atıyorlar.
Halkça ve yasalarca henüz kendilerine verilmemiş olan “büyük”lüklerini örtmek, silmek ve saklamak zorunda kalıyorlar.
Bu geçmişte de böyle oldu.
Kendilerini “Dr.” ilan edenler, iplikleri pazara çıkınca mahcup oldu.
Fakat suratları eşek derisinden olduğu için, biz bu mahcubiyetlerinin pek fakına varamadık.
Samimi değilseniz, makyajınızın ve güzel görünümünüzün halkta bir karşılığı olmaz.
Sadece günü ve anı kurtarırsınız.
Yarını yoktur…
Zaten bu güzel Aydın, yarını olmayan küçük beyinliler nedeniyle bu hale gelmedi mi?
Makyajları henüz silinmeden “Üç ayda bir basına ve kamuoyuna hesap vereceğiz” deyip, 300 günden sonra, 3 yıl boyunca basınla ve dolayısıyla halkla arasına barikatlar kuranlar, “büyük” hesap günü yaklaşınca makyaj tazeleme telaşına düşseler de, bundan sonra ne kadar inandırıcı ve samimi olabilirler ki?
Aydın’ın “büyük” hesap peşinde olan küçük beyinlilerle kaybedecek zamanı yok.
Kendi “büyük”lüklerinin farkına varamayan, saçı-başı karizmatik, fakat ayakları kokmaya başlamış olanlar da, bu koku gövdeyi sarmadan, “ufak” rötuşlarla özellikle köylülerin karşısına doğal görünümleri ile çıkmak zorunda.
Yılbaşında dansöz oynatan bir Emniyet Müdür Vekili’ne, bir hafta sonra, “aferin sen ne güzel dansöz oynatıyorsun” dercesine ziyarete giden kokuşmuş ayaklarla halkın, köylünün karşısına çıkarsanız, onların da sizi dansöz gibi oynatmaları gücünüze gitmemeli.
Yol kenarlarında türeyen ve günden güne çoğalan fahişeler için “Jandarmanın yapacağı bir şey yok. 75 lira ceza kesip bırakıyorlar. Ertesi gün yine geliyorlar” diyerek acizliğini ortaya koyan ve ilçesinin itibarının her geçen gün büyük zarar gördüğünün farkına varamayanlar, yarın bu fahişeler nedeniyle yol kenarında araç bekleyemez hale gelen köylü kadın ve kızlardan hangi yüzle oy isteyecekler?
“Jandarma gittiğinde, ‘Biz burada yolcu minibüsü bekliyoruz. Siz bize karışamazsınız’ diyorlar” dedikleri fahişeleri, gidecekleri yere kadar bir daha geri dönmemek üzere bırakamayanların, bir yıl sonra bizlerden 5 yılık güvenli bir yolculuk için bilet isteme hakkı olur mu?
Kimileri “büyük” hesaplar yaparken, birilerinin “ufak” mazeretlerin arkasına sığındığı bu memlekette, “Büyük Düşünenler”in kokuşmuş ayaklarıyla “BÜYÜK” bir gelecek hayal etmek ne kadar akılcı olur?
“Büyü”leyenler ve “büyü”lenenler dönemi sona erdi.
Bazı “Büyü”cüler bunu kabullenmek istemese de…