Körü körüne çiftçilik dönemi artık sona erdi, sona ermeli. Atadan kalma yöntemlerle ve bu yıl ne para ederse ertesi sene onu ekip biçme mantığı ile hareket edenler hep kaybediyor ve kaybetmeye devam eder.
Bölgemizdeki ürün deseni büyük ölçüde değişti. Özellikle küçük işletmelere sahip çiftçilerimizin de bilinçlenmesi ve ezbere üretim anlayışını terk etmesi gerekiyor. Bunu sağlayacak olan da, Tarım Teşkilatı’dır.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl ve İlçe müdürlüklerimiz, artık ‘dostlar alışverişte görsün’ anlayışından kurtulup, köylerde göstermelik seminerler, üreticiyi bilgilendirme toplantıları düzenleyerek günü kurtarmak yerine, yörenin ve yöre üreticisinin ihtiyaçları doğrultusunda üretim yapılmasını sağlamalıdır.
Yani köylümüz ve çiftçimiz kadar, Tarım teşkilatlarımızın yöneticileri ve bu teşkilatta görev yapan mühendislerimiz de bilinçlenmeli, sağda solda, komşu ilde, diğer bölgelerde ve dünyada neler olup bittiğini araştırmalı, çiftçilerimizin ufkunu genişletecek, daha çok kazanmalarını sağlayacak çalışmalar ortaya koymalıdır.
Bu anlattıklarımdan Tarım Teşkilatlarımızda görevli olanlar sakın ola alınmasın. Onlar elbette özverili bir şekilde çalışıyor. Onca yıl okuyup ziraat mühendisi olduktan sonra tarlada, bahçede çiftçinin yanında mesai yapması gerekirken, ofiste oturup evrak işleri uğraşmak zorunda bırakıldıklarını da biliyoruz.
Fakat köylerde turşu semineri düzenleyerek, kıraçlara lale sümbül diktirerek Aydın’da tarımın gelişmesi, Aydın çiftçisi ve hayvancısının kalkınması mümkün değildir.
Geçenlerde bir bayram ziyaretinde, Çine’nin bilinçli çiftçilerinden Bircan Korkut ile sohbet ettik. Çiftçinin, hayvancının durumunu konuştuk. Bircan Abi, o gün yaptığı çalışmayı heyecanla anlattı. Hayvancının kurtuluşu olabileceğini söylediği, ama ismini bile tam olarak telaffuz edemediği bir ürünün deneme ekimini gerçekleştirdiklerini söyledi. Çine’de bu ürünü, Yatağan’da görev yapan Polis Memuru Hayati Yıldız’ın tavsiyesi üzerine ilk kez kendilerinin ektiğini de ekledi.
Bircan Abi daha sonra bir arkadaşını telefonla arayarak, bahsettiği ürünün adını öğrendi ve internette diğer çiftçi komşumuz Arif Ali Durmaz ile birlikte inceledik. Yem şalgamı olarak adlandırılan ve silajı da yapılabilen Lenox isimli bu ürünün, 2007 yılından bu yana Bursa, Konya, Burdur ve Isparta’da yoğun bir şekilde üretiminin yapıldığını öğrendik.
Mısır silajına göre iki kat verim ve besin değerine sahip, eski yıllarda tütün ekilen, yani sulama gerektirmeyen arazilerde bile yetiştirilebilen, beş ayda hasat edilen Lenox’u inceledikçe, geçtiğimiz yıllarda ülkemizin saman ithal etmek zorunda kalmasının mahcubiyetini bir kez daha yaşadık.
Bunun yanı sıra, çiftçilerimizin Tarım Teşkilatımızdan bir adım önde, maliyetlerini düşürme ve rekabet gücünü artırma arayışı içinde olduğunu görmenin gururunu yaşadık.
Bu değerli bilgiyi, bölgemiz çiftçisi ve hayvancısına faydalı olabileceği düşüncesi ile sizlerle paylaşmak istedim. Dostlar bizi alışverişte görmesin diye…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.