Türk zeytincilik sektörü sofralık zeytin üretiminde dünya birinciliğini, zeytinyağı üretiminde ise dünya ikinciliğini hedefliyormuş.
Bu hedefin gerçekleştirilebilmesi için de Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği ile Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi ortak hareket etme kararı almış.
Her iki kuruluş da geçmişte ve günümüzde, zeytin ve zeytinyağımızın daha değerli hale gelmesi ve kullanımının artırılması için yoğun çalışmalar yapıyor.
Zeytinyağında en büyük sorun ise tağşiş. Yani zeytinyağına pamukyağı gibi daha ucuz başka yağların da karıştırılarak pazarlanması.
Bu karışım sahtekarlığı hem bazı açgözlü tüccarların haksız kazanç elde etmesine, hem de tüketicinin gerçek zeytinyağını alıp tadamamasına ve dolayısıyla da zeytinyağı tüketiminde artış sağlanamamasına neden oluyor.
10 gün kadar önce şehir dışına gidecek yolcularımı uğurlamak için Aydın Otogarı’na gitmiştim. Oradaki işletmelerde satışa sunulan sözde zeytinyağları havanın da aşırı soğuk olması nedeniyle donmuş ve adeta yakayı ele veriyordu. Çünkü şişelerin alt kısmında üçte birlik bölümde kalan yeşil renkli sıvı, yani gerçek zeytinyağı, üst kısmındaki yaklaşık üçte ikilik siyahımsı sıvı ile ayrışmış durumdaydı.
Otogar’da bu yağları pazarlayan işletme sahipleri bile belki bunun farkında değildir. Ömründe ilk defa zeytinyağı gören yabancıların da bunu anlaması mümkün değildir.
Biz Aydın’ın vitrini diyebileceğimiz Otogar’da bile başka yağlarla karıştırılmış zeytinyağını pazarlamaya çalışıyorsak, öncelikle kendimize ve Aydın’ımıza ihanet ediyoruz demektir.
Zeytinyağındaki bu sahtekarlığın benzeri, kuru incirde de fazlasıyla yaşanıyor. Gördüğünüzde elinize almaya bile çekineceğiniz ‘hurda’ denilen türden simsiyah kuru incirler, oksijenle beyazlatılıp paketlenerek pazarlanıyor. Bu da hem insan sağlığını hiçe saymak ve hem Aydın’a ihanet etmektir.
Özellikle otogarlarda, Aydın’ın vitrinlerinde pazarlanan bu sahte yerli ürünler, ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından sıkça denetlenmelidir ki bu tür sahtekarlıkların önüne geçilebilsin.
Geçmiş yıllarda da Aydın’da zeytinyağında tağşiş yaparken yakalanan, sorgulanan ve yargılananlar oldu. Fakat yasalarda bu yöndeki boşlukların giderilerek, Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği ile Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin de önerdiği gibi, tağşiş nitelikli dolandırıcılık sayılmalı ve bu suçu işleyenlere ağır cezalar verilmeli.
Aydın’ın karışımdan kaybı, sadece zeytinyağındaki tağşişten de ibaret değil elbette. Hemen her alanda güzelle çirkini, doğruyla yanlışı, haklıyla haksızı ayrıştırmamız gerekiyor gerekiyor.
Aydın’daki en önemli tağşiş ise adamların içine karıştırılanlardır.
Onları ayıklayamadığımız sürece hiçbir sektör ve alanda tağşişi tam anlamıyla önleyemeyiz.
Karıştırılanlardan ziyade, karıştıranları iyi teşhis etmeliyiz.
Gerisi kolay…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.