Daha seçime 50 gün var.
Başlığa da yazdığım gibi, şimdiden buraya da yazıyorum;
Aydın’da bu seçimi fesatlar değil, Esatlar kazanır.
Bugün ne demek istediğimi, 31 Mart akşamı oruçlarınızı açtığınız saatlerde görmüş ve anlamış olacaksınız.
Seçim, elbette bir strateji işidir.
Bugünlerde tüm hamleler, kazanmak adına yapılıyor.
Kimi 15 yıldır neler kaybettirdiğine bakmadan sahaya inmiş, 15 yıldır kapısından içeri sokmadığı, randevu vermediği kişilerin, kitlelerin kapısında poz veriyor, kimileri içlerindeki fesatlıkla kendisine selam dahi vermeyenlere koz veriyor.
Ayıp mıdır? Hem de çok.
Günah mıdır? Mubahtır.
Suç mudur? Değildir.
Fesatlıktır…
“Düşmanımın düşmanı, dostumdur” anlayışıdır.
Bence, bu seçimde bu anlayış kaybedecek.
Kendi şahsi hesapları ve fesatlıklarıyla Aydın’ı kaybettirmek isteyenler, bu kez kazanamayacak.
Onlar da bal gibi biliyorlar ki, kazanırlarsa yine Aydın kaybedecek.
“Ben yoksam, ben kazanmıyorsam, Aydın da kazanmasın” diyenler, sizce ne kadar Aydınlı, Aydın sevdalısı olabilir ki?
“Aydın’da bu seçimi fesatlar değil, Esatlar kazanacak” derken; Ne Nazilli Belediye Başkan Adayı Esat Ergüler’i, ne de Kuşadası Belediye Başkan Adayı Esat Altungün’ü kastetmiyorum.
Aydın’da kimlerin kazanıp kimlerin kazanamayacağını, aşağıda Türk Dil Kurumu (TDK) dip notlarıyla daha anlaşılır şekilde ifade etmiş olayım.
Türk Dil Kurumuna göre fesat: Bozukluk. Karışıklık, kargaşalık, ara bozuculuk. Hile. Herhangi bir konuda iyimser olmayan, kötü yorumlayan kimse. Karıştırıcı, ara bozucu kimse.
Türk Dil Kurumuna göre Esat: Tatlı tatlı esen sabah yeli, içe doğan güzel şey. Çok mutlu, hayırlı, saadetli. Uğurlu, şanslı.
OKUMAK İSTEDİĞİNİZ HABERE TIKLAYIN
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.