Öfkenin tercihi

Dün sosyal medyada iktidar partisinin bir Aydın Milletvekili, takipçilerine Aydın’da seçimleri niçin kaybettiklerini soruyor.

Farklı farklı yorumlar yapılıyor.

Kimi aday tercihinin yanlış olduğunu söylüyor.

Kimileri il ve ilçe teşkilatlarının yeterince çalışmadığını ve teşkilatların tamamıyla yenilenmesi gerektiğini belirtiyor.

Milletvekilinin sorusunu yanıtlamak yerine, “Kaybeden Aydın oldu” diye görüş belirtenler de çoğunlukta.

İlk kez oy kullananları da hesaba kattığımızda, iktidar partisinin 30 Mart’ta Aydın’daki oy kaybı 50-60 bin civarında, yani yüzde 10 seviyesindedir.

Bu seçimler zaten yerel seçim olmaktan çıkarılmış, halk oluşturulan gerginlik ve kutuplaşma ekseninde sandığa gitmiştir.

Aydın’daki seçim sonuçları analiz edildiğinde, seçmen kitlesi yüzde 1-2 bile olmayan, daha önceki seçimlerde ve referandumda tercihini iktidar partisinden yana kullanan bir grup; 30 Mart’ta Aydın’da yüzde 8-10 seviyesinde bir seçmen kitlesinin tercihine etki etmiştir.

100-200 oyun, 10-15 oyun, hatta 1 oyun bile önemli olduğu bu seçimde, iktidar partisine ve Başbakan’a öfke duyan o yüzde 1-2’lik grup, etkiledikleri yüzde 10’luk kitle ile birlikte, Aydın’da sandıktan böyle bir tercihin çıkmasını sağlamıştır.

Çok sayıda ilçede partilerin oylarının birbirine yakın çıkması ve itirazlara neden olmasının temelinde de, “Ben Menderes’i idam eden partiye oy vermem” diyenleri “öyleyse sandığa hiç gitme” diye ikna eden bu öfkeli kitlenin tercihi önemli olmuştur.

Şu bir gerçek ki, onlar Aydın’da en fazla üyeye sahip olmakla gurur duyan iktidar partisinin mensuplarından daha fazla çalışmışlar ve amaçlarına da ulaşmışlardır.

İnşallah “düşmanımın düşmanı dostumdur” mantığıyla ve öfkeyle sandığa giden veya götürülen bu yüzde 10’luk kitlenin tercihi, Aydın ve ilçelerine 5 yıl kaybettirmez.

Bize de, öfkeli ya da mutlu herkesin sandıktan çıkan iradesine saygı duymak düşer.

Bir sonraki seçimlerde öfkenin değil, sevgi ve sağduyunun galip gelmesi dileğiyle…