Takip Et
  • 4 Temmuz 2013, Perşembe

Diz çökene değil, diz çöktürene itibar edin

“Şu Dalma’dan geçtin mi? 
Soğuk sular içtin mi?
Efelerin içinde,
Yörük de Ali’yi seçtin mi?

Hey gidinin Efesi... Efesi.
Efelerin Efesi...

Şu Dalma’nın çeşmesi,
Ne hoş olur içmesi.
Yörük de Ali’yi sorarsan,
Efelerin seçmesi.

Hey gidinin Efesi... Efesi.
Efelerin Efesi...

Cepkenimin kolları,
Parıldıyor pulları.
Yörük de Ali geliyor,
Açıl Aydın yolları.

Hey gidinin Efesi... Efesi.
Efelerin Efesi.”

Aydınlı olup da, hangimiz yukarıdaki sözlerini mırıldanmaz, bedensel tepkiler vermeyiz “Yörük Ali Efe Türküsü"nün melodisini duyduğumuzda?
Düğünde, cemiyette, konserde, okul etkinliklerinde, radyoda, televizyonda, seyir halindeki otomobilimizde, dinlenmek için oturduğumuz çay bahçesinin ses sisteminde Milli Kahramanımız Yörük Ali Efe’yi anlatan bu türküyü ve diğer Ege Türküleri'ni işittiğimizde tepkisiz kalabilir miyiz? Bu türküler biz Aydınlılar ve Egeliler için, tıpkı Lazların kemençe sesi karşısındaki çaresizliği gibi değil midir?
Harmandalı,
Kerimoğlu,
Çökertme,
Ormancı,
Ve diğerleri…
Her biri yöremizde ayrı bir gerçek yaşam öyküsünü yansıtan kültürel değerlerimizdir. Her düğünün finalinde, cemiyet sahibinin yakınlarının teker teker veya gruplar halinde davet edilerek bu türküler eşliğinde oynatılması bile, aslında bu kültürel değerlerimizin yaşatılmasına önemli katkılar sağlamaktadır.
Son günlerde özellikle köylerdeki düğün ve festivallere katılan siyasetçilerimiz de, tıpkı her Aydınlı gibi türkülerimize karşı tepkisiz kalamayıp kendilerini piste atmakta, çalan davul zurna eşliğinde zeybek oynayarak, köylülerin önünde diz kırmaktadır.
Aslında siyasetçilerimizi köylülerin önünde diz çöktüren, ne çalan türkünün melodisi ne de sözleridir. Buradaki diz çöküş, 8 ay sonra yapılacak yerel seçimlerin ne kadar önemli ve zor olduğu gerçeğinin açık bir yansımasıdır.
Şimdiden köylünün önünde diz çökmeyenler, 8 ay sonra sandıkta diz çökmek, boyun bükmek zorunda kalacaklarını çok iyi bilmektedir.
İşte o nedenledir ki, yıllardır köy camilerine, mezarlıklarına dönüp bakmayanlar da, tıpkı köy düğünlerinde, köy ahalisinin önünde diz çökenler gibi aşka, imana gelip hayır ve hasenatta yarışmaktadır. Ramazan’da köy camilerinde imamlığa soyunanlar olursa da, sakın ola şaşırmayın.
Ama lütfen akıllı olun!
Bilin ki, bu diz çöküş bize, köylüye hürmeten değil, tamamıyla beyzadelerin istikbal kaygısındandır.
İstikbalinizi sizin önünüzde diz çökenlere değil, Aydın’ın ve sizin menfaatleriniz için başkalarına diz çöktürebilecek güç, kudret, yetenek ve kabiliyete sahip olanlara emanet edin.
Bugün kendi menfaatleri için sizin önünüzde diz çökenlerin, yarın başkalarının da önünde kolaylıkla diz çökebileceğini asla unutmayın! 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.