Bilindiği üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17 Kasım tarihinde 24 saat bile sürmeyen bir Almanya ziyareti gerçekleştirmiş ve bu ziyaret kapsamında Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile düzenlediği basın toplantısında;
"Bizim İsrail'e borcumuz yok, borçlu olsak bu kadar rahat konuşamayız, ama borçlu olanlar rahat konuşamıyorlar. Biz Holokost cenderesinden geçmedik. Öyle bir durumumuz da yok. Çünkü insana saygımız bizim çok çok farklıdır" demişti.
Bu söz öylesine söylenmiş bir söz olmayıp, derin manaları olan ve son derece bilinçli söylenmiş bir sözdür.
Bu sözün manasını anlamak için Yahudilerin Avrupa'daki sürgün yıllarını ve Almanya başta olmak üzere, Avrupa ülkelerinin Yahudilere karşı tarihsel tavırlarını iyi bilmek lazım.
Sözün manasını açıklamaya geçmeden önce, "Aşkenazi Yahudileri" ve "Holokost" gibi iki kavramın bilinmesi gerektiği düşüncesindeyim.
Aşkenazi kelimesi, tarihteki Yahudi-Roma savaşlarından sonra galip gelen Roma tarafından Anadolu ve İberya üzerinden Avrupa'ya sürgün edilen ve Ren Nehri boyunca yerleşim yerleri kuran Yahudi yerleşimcileri ifade eder.
Yahudi inanışına göre Filistin bölgesi kendilerine Tanrı tarafından vaat edildiğinden, Romalılar tarafından sürgüne gönderilen Yahudiler yaklaşık 2000 yıl uzak kaldıkları kutsal topraklara dönüş mücadelesini hiç bırakmamışlar, hep kendilerine vaat edilmiş topraklara dönme hayaliyle yaşamışlardır.
Buna karşın, Yahudiler Hıristiyan Avrupa’da yüzyıllar boyunca dışlanarak yaşadılar ve hiçbir zaman Hıristiyanlarla eşit haklara ve siyasi güce sahip olamadılar. Hıristiyan Avrupa, “Hz. İsa’nın Katilleri” dediği Yahudilere tarih boyunca mesafeli davranmayı seçti. Bu dönemde Avrupalılar Yahudileri içinde yaşadıkları ülkelerin etnik ve ırksal
homojenliğini bozan zararlı unsurlar olarak görüyorlardı. Bu sebeple, Avrupada yaşayan Yahudilerin çoğu bulundukları ülkelerden bile kovulmuşlar, bunlardan bir kısmı da inançlarını gizlemek için Hıristiyanlığı benimsemiş gibi davranmışlardı. Hristiyanlıktaki Protestan mezhebi mensuplarının kahir ekseriyetinin kendilerini gizleyen Yahudiler olduğu bilinmektedir.
Bu kendini gizleme ve bizdenmiş gibi görünme takiyyesi sanırım sizlere hiç yabancı gelmiyordur...
Yahudiler üzerindeki bu baskı ve zulüm, ancak 19. yüzyılda kilisenin öğretileri etkisini yitirip yerine seküler ve liberal ideolojiler hakim olmaya başlayınca ortadan kalkabilmiştir.
Hristiyan Avrupa ülkelerinde sürgün halde yaşayan Yahudilerin durumu böyleyken, başta Osmanlı olmak üzere Müslüman ülkelere yerleşip buralarda yaşayan Yahudiler hoşgörülü bir yaşama, din ve inanç özgürlüğüne sahiplerdi. Bir başka deyişle, Müslümanların yaşadığı ülkede, Yahudiler de dahil hiçbir dinden insan zulme uğramadı. Sırf bu açıdan bile, Yahudilerin Müslümanlara tarihsel bir borçlarının olduğunu düşünenlerden olduğumu belirtmeliyim...
Şimdi gelelim Tayyip Erdoğan'ın sözünde geçen "holokost" kelimesinin ne anlama geldiğini açıklamaya;
Kelime anlamı "tamamen yakılmış, yanıp kül olmuş" anlamına gelen Holokost, Adolf Hitler liderliğindeki Nazi Almanyası döneminde, Heinrich Himmler'in liderliğindeki SS güçleri tarafından 9 milyon Yahudiden yaklaşık 6 milyonunun sistemli bir şekilde öldürüldükleri soykırımın adıdır. Holokost ile yaklaşık bir milyonun üzerinde Yahudi çocuk, aşağı yukarı iki milyon Yahudi kadın ve üç milyon Yahudi erkek öldürülmüştür. Almanya ve Almanların işgal ettiği sınırlar içerisindeki 40.000 üzerindeki bir tesis ağı, Yahudi ve diğer kurbanları toplamak, hapsetmek ve öldürmek için kullanılmıştır.
Şimdi anladınız mı Sayın Erdoğan'ın "Biz holokost cenderesinden geçmedik" sözünün manasını?
Hal böyleyken uzun yıllar önce Almanların soykırımına maruz kalan Yahudilerin, tarihi borçlu oldukları Müslümanlara bugün aynı zulüm ve soykırımı uygulamaya kalkışmaları son derece manidardır.
İsrail devletinin Gazzede yaptıklarını Almanların yıllar önce Yahudilere yaptıklarına benzeten gazeteci Zafer Şahin, "Nazi Almanyası ve İsrail’in 20 Ortak Noktası" başlığı altında şöyle bir kıyaslama yapmaktadır;
1- Nazi Almanyası, Yahudilere karşı sistematik bir “Yok etme” politikası izledi; İsrail de Filistinlilere karşı sistematik bir “Yok etme” politikası izliyor.
2- Hitler, Yahudileri toplama kamplarında öldürdü; İsrail de, Filistinlileri yaklaşık 30 yıldır sıkıştırdığı ve gerçek bir toplama kampı olan Gazze’de öldürüyor.
3- Hitler, Yahudileri Aryan ırkın karşılaştığı en büyük demografik tehlike ilan etti; Yahudiler de, Filistin halkını İsrail devletinin karşılaştığı en büyük demografik tehlike olarak görüyor.
4- Holokost Antisemitizmden yani Yahudi düşmanlığından beslendi; İİsrail de, Müslüman ve İslam karşıtlığından beslendi.
5- Soykırım düşüncesi 1. Dünya Savaşı’nın tetiklediği Alman travmasında ortaya çıktı; Soykırım düşüncesi, Holokost’un tetiklediği Yahudi travmasında ortaya çıktı.
6- Nazi Almanyası’nın ideolojisi “Irkçılık” üzerine kuruldu. (Aryan Irk); İsrail’in idelojisi “Irkçılık” üzerine kuruldu. (Siyonizm)
7- Hitler Almanya’yı homojen bir devlet yapısına kavuşturmayı hedefledi; İsrail’in temel amaçlarından biri homojen bir devlet yapısı oluşturmak.
8- Nazi Almanyası dini bir motivasyonla Mesih Çağı’nı başlatmayı hedefledi; İsrail, dini bir motivasyonla vadedilmiş topraklara girmeyi hedefledi.
9- Naziler, toprak merkezli “Kan ve vatan” ideolojisini sloganlaştırdı; Yahudiler toprak merkezli arz-ı mev’ud ideolojisini sloganlaştırdı.
10- Nazi Almanyası, Doğu ve Orta Avrupa’da işgalci, yayılmacı politikalar izledi; İsrail devleti Filistin, Lübnan ve Ürdün’de işgalci/yayılmacı politikalar izledi.
11- Nazi Almanyası’nda Yahudiler “Alt insan” anlamına gelen “Untermensch” olarak tabir edildi ve haşere ve fare ile sembolize edildiler; İsrail Savunma Bakanı, Filistinliler için “Hayvanlaşmış insanlar” dedi.
12- Nazi Almanyası, Yahudileri aşağı-vahşi gösteren antisemitik belgesel ve filmler hazırladı;İsrail, Hollywood eliyle Yahudiliği yücelten, Müslümanları terörist gibi gösteren filmler üretti.
13- Naziler 1940 yılında Varşova’da Yahudileri topladıkları bir getto kurdu, etrafı barikatlarla çevrilen 1,3 mil karelik alanda 500 bin Yahudi açlık, susuzluk ve hastalıklarla ölüme terk edildi ve sağ kalanlar katledildi; İsrail, Gazze’de yaklaşık 2,5 milyon Filistinliyi etrafı beton duvarlarla çevrili dar bir alanda en temel insani ihtiyaçlardan mahrum bir abluka altına aldı ve bu alanda Filistinliler kadın, çocuk, yaşlı, sivil demeden katlediliyor.
14- Naziler “Nihai Çözümü” uygulamadan önce Yahudi göçünü açıkça teşvik etti; İİsrail Ulusal Güvenlik Bakanı “Düşmanların ve devlete sadakatsiz insanların İsrail’den göç etmesini teşvik edecek bir bakanlık kurulması çağrısı yaptı.
15- Nazi Almanyası’nda Yahudilere yönelik kanlı saldırılar 9 Kasım 1938 gecesi “Kristal Gece” adı verilen olaylarla başladı, Yahudilere ait ev ve işyerleri gasp edildi, taciz, tecavüz ve gasp olayları başladı; İsrail, 1948’den itibaren Filistinlilerin evlerini ve iş yerlerini gasp etmeye başladı.
16- Naziler, aralarında İngiltere Başbakanı Churchill’in de olduğu 2 milyon 300 bin kişilik bir ölüm listesi hazırladı; İsrail’de Filistin yanlısı kişiler ve gruplar İsrail ve Canary Mission gibi aşırı sağcı örgütler tarafından kara listeye alındı.
17- Nazi Almanyası’nda Yahudiler mülksüzleştirildi ve evlerinden sürüldü; İsrail devleti Filistinlileri mülksüzleştirdi ve evlerinden sürdü.
18- Nazi Almanyası’nda soykırım öncesinde Yahudiler gettolarda yaşamaya zorlandı; İİsrail, soykırım öncesinde Filistinlileri Gazze Şeridi ve mülteci kamplarına itti.
19- Nazi Almanyası “Sağlıksız insan” ilan ettiği Yahudileri gaz odalarında kimyasal silahlarla öldürdü; İİsrail, uluslararası yasaklı fosfor bombası kullanarak binlerce insanı Gazze’de katletti.
20- Hitler’in Yahudilere yönelik tüm faaliyetleri “Soykırım” olarak tanımlandı; İsrail, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra düzenlenen BM Soykırım Sözleşmesindeki “Soykırım” tanımına giren 5 eylemin hepsini Filistinlilere uyguluyor.
Son söz;
Zulüm ile abad olanın akıbeti berbad olur...
Esen Kalın...
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.