Hani bazen çok kızdıklarınıza "Kuş beyinli, kaz kafalı veya angut" gibi sözlerle aşağılıyorsunuz ya, eminim ki Allah'ın yarattığı bu güzel varlıklara ibret nazarıyla bakmış olsaydınız bu sözlerinizden utanırdınız...
Yangınlarda ateşe maruz kalıp yuvasında yanan yavru kuşların yanıbaşında annelerinin de yandığına ilişkin duyumlarınız elbette ki olmuştur...
Bir serçe, eşini hareketsiz gördüğünde onu canlandırmak için türlü yollara başvurur, eşinin kalbine defalarca masaj yapar, eğer diriltmeyi başaramazsa kendisi de oracıkta intihar eder...
Peki angut kuşlarını ve bu güzel kuşların özelliklerini bilir misiniz?
Angut kuşları sevgiyi bilen ve yaşam boyu bıkmadan sevebilen kuşlardır. Güzellikleri ve sevimlilikleri ile görenleri oldukça etkileyen bu kuşlar, adeta tek eşlilik ve sadakatin sembolüdürler.
Herhangi bir angut kuşu öldüğünde, yaşayan eşi sevdiğine sadık kalarak ölene kadar öteki kuşlarla ilişki kurmaz, yani bir anlamda eşinin ardından yas tutar. Bu özellikleri sebebiyle Tibet, Moğolistan ve Slav mitolojisinde angut kuşları kutsal kabul edilirler.
Akıl sahibi insanların, düşünme becerileri olmadığı halde eşlerine karşı oldukça sadık angut kuşlarından alacağı pek çok ders bulunmaktadır...
Göçmen bir kuş türü olan kazların uzun göç yolculuklarındaki nizamın farkında mısınız?
Kazlar grup halindeki göç yolculuklarında V şeklindeki bir dizilimle dönüşümlü olarak uçarlar. Bu özel dizilimle topluca uçan kaz grubu, birbirlerinin kanat çırpışlarındaki hava akımını kullanarak uçuş menzillerini yüzde 71 oranında uzatıyorlar ve çok daha az yoruluyorlar. Gruptaki bir kaz, V grubundan çıktığı anda kaldıraçlı hava akımının dışında kaldığından uçmakta güçlük çekiyor.
Kazlar, uçarken sürekli iletişim halinde bulunurlar ki, bu durum tüm sürünün hızını artırır veya azaltır. Sürünün arkasından gelenler çıkardıkları motivasyon çığlıklarıyla liderin hızını düzenlerler.
Başta giden lider yorulduğunda en arkaya geçerek dinleniyor ve hemen arka sıradaki kaz lider konumuna geçiyor ki, bu değişikliği sürekli yapıyorlar.
Sürü içerisindeki bir kuş hastalanır ve uçamayacak hale gelirse, düşen kuşa yardım etmek üzere sürüden iki kaz ayrılıyor ve korumak üzere yanına gidiyor. Tekrar uçabilene kadar veya ölümüne kadar onunla beraber kalıyorlar. İyileşirse sonra giden herhangi bir sürüye katılıp, kendi gruplarına ulaşıncaya kadar birlikte uçuyorlar.
Gelelim kazların uçuş tavırlarından çıkarılacak ibretlik sonuçlara;
Belli bir hedefe ulaşmak için bir araya gelen insanlar hedeflerine daha kolay ve çabuk erişirler. Çünkü birbirlerinin çekimini kullanırlar. Oysa ki sosyal birlikteliklerden ve beraberliklerden ayrılan insanlar için hayat daha yorucu ve yalnız hale gelmekte...
Birbirleri ile iletişim kuramayan insanların aynı yöne giden insanlarla iletişim içerisinde olmalarında pek çok faydalar vardır. Takım ruhu hayatın her aşamasında hepimize gereklidir.
Liderliği paylaşmak ve zor işleri rotasyon halinde yapmak insanlara ivme kazandırır...
Bir de kırlangıçlar var...
Parlak siyah beyaz tüyleri ve fak tefek yapılarıyla neredeyse dünyanın her yerinde yaşayabilen bu özel kuşlar, hızlı ve atik hareketlerinin yanında oldukça da iyi avcılardır.
İnsanoğlu için kırlangıçlardan alınacak çok önemli dersler bulunmakta. Diyebilirim ki kırlangıçlardan alınacak derslerle bir toplum büyük ölçüde düzelebilir.
Eğer ibret nazarıyla bakılırsa bu ufak tefek kuşlardan adaleti, cesareti, aklı, iletişimi, kaliteyi, yeniliği, farklılığı, çalışkanlığı, hızı ve yurt sevgisini öğrenebileceğimizi biliyor muydunuz?
Gelin hep birlikte kırlangıçların bu özelliklerine kısa bir göz gezdirelim;
Kırlangıçlar yavruları için yem bulup geldiklerinde yavrularının yem sırasını asla şaşırmazlar. Farklı zamanlarda yuvaya gelmiş bile olsalar, hem anne kırlangıç hem de baba kırlangıç aynı yavruya üstüste yiyecek vermez. Örneğin anne birinci yavruya yem vermişse, biraz sonra yuvaya gelen baba ikinciye, anne tekrar geldiğinde üçüncüye yem verir ki bu sırayı asla şaşırmazlar. İşte buna paylaşımdaki "adalet" denir...
Bir kırlangıç yuvasına kedi ya da yılan gibi bir tehdit yaklaşmış olsa, ana baba o ufacık bedenleriyle canhıraş bir şekilde yuvalarını savunur, yavrularını korurlar ki buna "cesaret" denir...
Su içtikleri çeşme ya da fıskıye kapalıysa, onu açtırmak için üzerinde dolaşıp çığlıklar atarlar ve insanları uyarırlar ki biz buna "iletişim" diyoruz...
Kırlangıçların saman ve otları kullanmak suretiyle ortalama 8 gün içerisinde yaptıkları yuvalar hem sağlam ve dayanıklıdır, hem de diğer kuşların yaptıkları basit yuvalara asla benzemezler ki buna "kalite ve farklılık" denir...
Kırlangıçlar bir yere takılıp kalmazlar, hayatlarını sürdürebilmek için yazları sıcak ülkelere göç ederler ki buna "yenilik" denir...
Kırlangıçlar tembellik edip boş boş pineklemek yerine devamlı uçarlar ki buna "çalışkanlık" denir...
Kırlangıçlar bir su zerresini havada yakalayabilecek kadar inanılmaz çeviktirler ki buna "hız" denir...
Kırlangıçlar aylar süren ayrılıktan sonra bahar başlarında binlerce mil yol katedip geldiklerinde aynı yuvalarını elleriyle koymuş gibi bulurlar ve ömürlerinin sonuna kadar da yuvalarına bağlı kalırlar ki buna "akıl ve yurt sevgisi" denir...
Evet Dostlarım,
Hiç şüphesiz ki sadece birkaçını verdiğim örnekler haricinde, insanoğlu için herbir kuş türünden alınacak büyük dersler vardır; yeter ki ibret almasını bilelim. Hergün tepemizde uçupduran kuşlar bizlere sadece uçmayı ve yuva yapmayı öğretmezler; bunun yanında adalet, akıl, cesaret, umut, özgürlük, vefa, sadakat, çalışkanlık ve vatan sevgisi gibi değerlerin öğrenilmesinde de örneklik teşkil ederler.
Son söz Yüce Kuran'dan gelsin;
"Gökyüzünde Allah’ın emrine boyun eğerek uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları gökte ancak Allah tutar. Şüphesiz bunda inanan bir toplum için ibretler vardır" (Nahl Suresi:79)
"Üstlerinde kanatlarını aça kapaya uçan kuşları hiç görmediler mi? Onları (havada) Rahmân’dan başkası tutmuyor. Şüphesiz O her şeyi görmektedir" (Mülk Suresi:19)
Esen Kalın...
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.