Takip Et
  • 27 Haziran 2024, Perşembe

MOTORİZE ÖLÜM...

Yağışların azalıp havaların ısınmasıyla birlikte, özellikle büyükşehirlerdeki motosikletli kuryelerin yanına bir de normal vatandaşlar eklenince, motor kazalarında hatırı sayılır miktarda artış gözlenmekte. Artık neredeyse hergün yeni bir ya da birkaç motosiklet kazası haberiyle uyanıyoruz. Geçen günlerde bir tanıdığımın 14 yaşındaki oğlunun motosiklet kazası sonucu vefat etmesi ise, bu yazıyı yazmam için en büyük sebeplerden biri oldu...

Kimse kusura bakmasın, motosikletliler artık trafikteki en büyük tehlikelerden biri haline geldi. Ülkemizde meydana gelen motosiklet kazaları yüzünden ölüm ya da yaralananların sayısı, motosiklet cenneti diye bilinen Vietnam, Çin ve benzeri ülkelerdekilerden kat kat fazla. Kullanılan vasıtalarda farklılık olmadığı düşünüldüğünde, sorunun araçlardan çok kültür ve zihniyetle alakalı olduğu anlaşılıyor...

Pek çok motosiklet sürücüsünün (sanki her türlü trafik kuralını ihlal etme hakkına sahiplermiş gibi) sorumsuzca araç kullanması, bu sıcak yaz günlerinde insanı çıldırtmaya yetiyor da artıyor bile. İster yaya ol ister araç sürücüsü, motorize canavarlardan kurtulmak neredeyse imkansız. Elbetteki kurallara riayet ederek motor kullananlara hiçbir sözümüz yok; fakat kural tanımaz kuryelere, kaldırımlardan giden serseri sürücülere, yolu boş bulunca gaza yüklenip hız yapanlara ve nihayet pencerelerin açık olduğu bu yaz günlerinde modifiye ekzozları ve beyin yakan kornalarıyla sokak ve caddeleri inleten saygısızlara da elbette çokça sözümüz var. Kalıbımı basarım ki, trafikte sorumsuzca ve serserice motor kullananların en az yarısının ehliyeti bile yoktur...

Trafikte kurallara uymayı, diğer araçlara ve yayalara saygı duymayı, kolayca sinirlenmemeyi, kısacası insanca davranmayı niye beceremediğimizi anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum. Birgün arabamın altına serseri ve kural tanımaz bir motosikletli girecek ve sonra yıllarca mahkemelerde uğraşacağım diye inanın çok endişeliyim. Gerekli ve acil önlemler alınmadığı sürece sorunun büyüyerek devam edeceği aşikar...

Aslına bakılırsa, nasıl ki yolda ya da kaldırımda yürümek bir kültür ise, tafikte motorlu ya da motorsuz araç kullanmak da bir kültürdür. Bu kültüre sahip olmanın da pek çok alameti vardır. Mesela;

Kültürlü insan trafikte başkalarının özgürlüğüne saygı duyan ve başkalarını rahatsız etmeyen insandır...

Kültürlü insan araç sürerken sabırlı, anlayışlı, hoşgörülü olan insandır...

Kültürlü insan trafikte kurallara uyan, uymayanı da uyaran insandır...

Kültürlü insan, “sarı ışık” yanar yanmaz kornaya abanmayan, önündeki araçların sürücülerine el kol hareketi yapmayan insandır...

Kültürlü insan, kullandığı iki tekerlekli aracıyla refüjde ya da çimlerde gezinmeyen insandır...

Kültürlü insan, bisiklet ve motosikletini insanların geçişine ve diğer taşıt sahiplerinin çıkışına engel olacak şekilde rastgele parketmeyen insandır...

Kültürlü insan, motosiklet ya da bisikletiyle ters yola girmeyen, şerit ihlali yapmayan, diğer araçların sağından ya da solundan ani geçişler yaparak o araç sürücülerini güç durumda bırakmayan insandır...

Kısacası kültürlü insan (kurallara uyma açısından) kullandığı bisiklet ya da motosikletin diğer dört tekerlekli araçlardan farksız olduğunu bilen insandır...

Peki, sorun sadece motosiklet ya da bisiklet sürücülerinde mi?

Mesela görevini hakkıyla yapmayan polislerin hiç mi suçu yok?

Bakın dostlarım, bu ülke yollarında trafik kurallarına uyma açısından iki tekerleklilerle dört tekerlekliler arasında hiçbir fark yoktur. Kırmızı ışık yandığında arabalar durmak zorundaysa motosikletliler de durmalı, arabalar kaldırımdan veya ters yönde gidemiyorsa motosikletliler de gitmemeli, arabalar kafasına göre şerit değiştiremiyorsa motosikletliler de değiştirmemeli...

Buna mukabil olarak, polisler araba sürücülerine uyguladıkları muamelenin aynısını motorsikletlilere de uygulamak zorundalar. Ne yazık ki bazı polisler motosikletlileri trafik yasa ve yönetmeliklerinin dışında tutuyor gibiler. Motosikletli bir sürücü polisin gözünün önünde terör estiriyor, fakat polis sadece seyrediyor. Sonuç olarak, yollar ters şeritte giden, hız ihlali yapan, arabalar arasında slalom yapan veya kaldırımlarda cirit atan motosikletlilerle dolu. Artık hiç kimse kaldırımda yürürken, yaya geçidinden geçerken veya araba sürerken güvende değil...

Dedim ya, sakın ola ki motosikletini kurallara uygun ve diğer insanlara saygılı bir şekilde kullananlar sözlerimi üzerlerine alınmasınlar; benim sözüm yollarda, parklarda ve trafiğe kapalı alanlarda dehşet saçan motorize canavarlara...

Anlaşılan o ki bizlerin motor ya da başka taşıtları kullanmayı öğrenmekten ziyade, birbirimize saygıyı, kuralları uymayı, sabrı ve sakin kalmayı öğrenmemiz lazım. Bunları öğrenmediğimiz müddetçe, ister motosiklet kullanalım, ister bisiklet, ister araba, tehlike her zaman var olacak ve azrail peşimizde dolanacak ...

Hatasız kazasız ve sağlık içinde günler geçirmeniz dileği ile, esen kalın... 

 

 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.