Azerbaycan ordusu karşısında ağır kayıplar veren ve son olarak Şuşa'yı kaybeden Ermenistan, Dağlık Karabağ'da teslim oldu.
Ermenistan ile Azerbaycan arasında işgal altındaki Karabağ'da yaklaşık birbuçuk aydır devam eden savaş, Ermenistan'ın imzaladığı teslim anlaşmasıyla şimdilik sona erdi. "Şimdilik" kelimesini özellikle kullandım, çünkü Ermeniler güven konusında olağan şüpheli durumdalar. Daha önceki ateşkes anlaşmalarında da gördük ki Ermeniler her defasında sözlerinde durmadılar ve ateşkesi ihlal edip insanlık suçu işlemeye devam ettiler.
Teslim anlaşmasını imzaladıktan sonra yaptığı açıklamada Ermenistan Başbakan’ı Nikol Paşinyan, “Rusya ve Azerbaycan devlet başkanları ile Karabağ savaşının sonlandırılmasına ilişkin bir anlaşma imzaladım. Yayınlanmış olan anlaşmanın metni benim ve halkımız için inanılmaz acı verici. Bu kararı, askeri durumun derin analizi ve duruma hakim kişilerin takdirleri sonucunda aldım. Anlaşmayı imzalamaktan başka çarem yoktu" diyerek, malubiyetin acısını itiraf etti.
Paşinyan’ın Dağlık Karabağ’da savaşı Azerbaycan’a karşı kaybettiklerine ilişkin açıklamasının ardından meydanlarda toplanan halk ulusal meclisi bastı ve meclis başkanı Mirzoyan'ı linç etti.
Öte yandan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de aynı gün gece yarısına doğru kameralar karşısına geçerek, oldukça detaylı ve renkli bir zafer konuşması yaptı.
Konuşmasındaki en renkli cümle ise, "Otuz yıldır topraklarımızda işgalci olan Ermenileri topraklarımızdan it kovar gibi kovduk. Paşinyan bu anlaşmayı gönül rızasıyla imzalamadı, biz Ona bu anlaşmayı imzalamaya mecbur bıraktık" oldu.
Ermenistan'ın başkenti Erivan'da halkın ayaklanarak Paşinyan'a öfke kustuğu sıralarda, Azerbaycan'ın başkenti Bakü ve diğer şehirlerde ise bayram havasında zafer kutlamaları çoktan başlamıştı.
Ardına aldığı, başta Fransa ve Amerika olmak üzere, bazı batılı ülkelerin de desteği ile savaşın başlarında ukelaca tavırlar sergileyen Paşinyan'ın durumu artık gerçekten acınacak vaziyette idi. Kendinden önceki Rus yanlısı devlet başkanını tabiri caizse bir devrimle devirip başa geçen Paşinyan, bu defa aynı kaderi kendisi yaşayacak gibi. Ermenistan'ın bu şartlar altında tekrar sahaya dönmesi neredeyse imkansız...
Gelelim yapılan anlaşmanın içeriğine;
• Anlaşmaya göre, Azerbaycan ordusu bugüne kadar işgalden kurtardığı mevkilerde kalacak.
• Anlaşma çerçevesinde, Dağlık Karabağ'da temas hattında ve Laçın koridorunda Rus barış gücünden hafif silahlı 1960 asker ile 90 zırhlı personel aracı konuşlanacak. Rus barış gücü, Ermenistan ordusunun geri çekilmesine bağlı olarak bölgede yerleşecek.
• Öte yandan, anlaşma metninde yer almasa da, Türk güçleri de Ruslarla birlikte barış gücünde yer alacak.
• Ermenistan işgal altında tuttuğu 7 rayonun 5'inden hemen, 2'sinden 15 gün içinde çekilecek. Kelbecer 15 Kasım, Ağdam rayonu 20 Kasım, Laçin ise 1 Aralık'a kadar Azerbaycan'a geri verilecek
• Ermenistan'dan Karabağ'a ve Azerbaycan'dan Nahçıvan'a toplam 2 koridor oluşturulacak.
• Anlaşma kapsamında esirler karşılıklı olarak takas edilecek.
• Dağlık Karabağ ve çevresinde yerlerinden edilmiş siviller, BM Sığınmacılar Yüksek Komiserliği gözetiminde evlerine geri dönecek.
• Savaş tazminatı olmayacak.
Söz konusu anlaşma metnini savaş süreci ile birlikte değerlendirdiğimizde çıkarmamız gereken sonuçlar şunlardır:
Bu savaşta son sözü söyleyen ülke Rusya oldu.
Paşinyan yönetimindeki Ermenistan'ın Amerikan yanlısı tutumu bu anlaşma ile iflas etmiş, Amerika ve Avrupa Kafkaslarda hakimiyeti Rusyaya kaptırmıştır. Bu saatten sonra Rusya kimi isterse Ermenistan'da başkan o olur.
Türkiye'nin bu durumdan nasıl etkileneceği ABD ile kuracağı ilişkilere bağlıdır. Fakat ortada gerçek olan bir durum varsa, o da Türkiye'nin desteğini alan herhangi bir ülkenin uluslararası arenada ve sahada daha güçlü olacağının bu savaşla ispat edilmiş olmasıdır.
Bu savaşla birlikte Türkiye-Azerbaycan dostluğu ve "İki devlet bir millet" olgusu daha da perçinlenmiştir.
Bu savaş, başta sihalar olmak üzere Türk savaş ve savunma sistemlerinin en ciddi manada tecrübe edilmesine fırsat vermiş ve bu konuda üstün başarılar elde edilmiştir.
Gene bu savaş ve akabindeki anlaşma ile birlikte , Azerbaycan'ın KKTC'yi tanıma konusunda önünde en önemli engel olarak duran Karabağ sorunu ortadan kalkmış bulunmaktadır. Umarız bu tanıma en kısa zamanda gerçekleşir.
Gene bu savaş kimin gerçek kimin sözde dost olduğunu ortaya çıkarmıştır. Din kardeşliği ve Türk kardeşliği gibi kavramların sözde olduğu, gerçek dostların zor zamanlarda belli olacağı bir kere daha anlaşılmıştır. Bunun en bariz örneklerini, İranın Ermenistan yanlısı tutum sergilemesi ile bazı Türki Devletlerin bu savaşta Azerbaycana destek konusunda tepkisiz kalmaları olarak verebiliriz.
Bana göre bu anlaşmanın Türkiye açısından en dikkat çeken yanı, Karabağ’dan Nahçıvan’a açılacak ulaşım koridorudur. Azerbaycan’ın önerisi ile anlaşmaya eklenen bu madde uyarınca açılacak olan söz konusu koridor, Türkiye’nin Karabağ (ve dolayısıyla Azebaycan) ile direk bağlantı kurabilmesi anlamına geliyor.
Umarız bu koridorun açılmasında sorun yaşanmaz. Çünkü, Ermenistan topraklarından geçecek olan bu hattın hayata geçirilmesi, korunması ve sürekliliği Rusya için orta ve uzun vadede bir kırmızı çizgi anlamına gelebilir...
Sonuç olarak, tıpkı ulusa sesleniş konuşmasında Aliyev'in söylediği gibi, Türkler savaş alanında Ermenileri "İt kovar gibi" kovmuşlar ve sıçan gibi ağlata ağlata teslim anlaşmasını imzalatmışlardır...
Esen Kalın...
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.