Hayatımda hiç avcılıkla uğraşmadım ve ilgimi de çekmedi, ta ki geçenlerde internette karşıma çıkan avcılık ve av etiği hakkındaki bir yazıyı okuyunca değin. Meğer herhangi bir aletle bir hayvanı yakalamaktan ibaret sandığım bu spordan alınacak öylesine çok ders varmış ki, haberim yokmuş...
Büyüklere saygı, sözünde durma, eşitlik, selamlaşma, hediyeleşme, başkalarının malına zarar vermeme, insana ve hayvana saygı, güven ve adalet avcılığa ait temel etik kurallardan sadece bazılarıdır. Sözkonusu kurallardan bana en ilginç geleni ise, hayvanlara saygı duyulması gerektiğine ilişkin olandır.
Hayvan avlama üzerine kurgulanmış bir sporun, hayvana saygıyı gerektiren ilkelerinin oluşu size de ilginç gelmedi mi?
Merakınızı gidermek için, avcılık etiğinde var olan
aşağıdaki kurallara kısacık bir göz atıvermek sanırım yeter de artar bile...
• Hayvanların üreme ve yavrulama döneminde av yapmayın,
• Ava eziyet etmeyin, yaralı bırakmayın, acı çekmesine izin vermeyin,
• Uçar-kaçar avlarında, yerde veya suda duran ava ateş etmeyin, ava kaçma şansı verin,
• Soğuk hava şartlarından acze düşmüş ava asla atış yapmayın,
• Av ile sizin aranızdaki eşitlik ve dengeyi bozacak türden teknolojik aygıtlar kullanmayın...
Şimdi sizlere avcılıktan alınması gereken bir diğer önemli dersten bahsedeceğim ki, bu husus yazımın esas konusunu teşkil ediyor.
Av, avcı ve av köpeği ilişkisini bilir misiniz?
Av konusunda eğitimli ve terbiyeli hayvanlar olmalarına rağmen, av köpeklerinin bazen nefislerine uyarak kuralların dışına çıktıkları vakidir.
Aldıkları eğitimin ve terbiyenin bir gereği olarak, av köpeklerinin avlarını dişlemeden ve yemeden, sadece dudaklarıyla sahiplerine getirmeleri gerekir. Eğer bir av köpeği tuttuğu avı dişlemiş ve salyasını ete geçirmişse, ya da parçalayıp etinden yemişse, artık avlanan hayvanın eti mundar ve yenmesi de haram olur. Bu konunun delili olarak Yüce Allah;
“Sana kendilerine neyin helal kılındığını soruyorlar. De ki, size güzel şeyler helal kılındı. Allah’ın size öğrettiğinden alıştırıp öğrettiğiniz avcı hayvanların, sizin için tuttuklarını yeyin ve üzerine Allah’ın adını anın” (Maide: 4) buyurmaktadır.
Bu ayetin hükmüne göre, avcı hayvanın eğitilmiş olması, avı kendisi için değil sahibi için yakalaması ve Allah’ın adı anılarak ava salınmış olması lazımdır.
Eğer bir av köpeği bulduğu avı sahibine getirmeden önce dişleyip parçalamışsa, o av artık necis hale gelir ve yenmesi helal olmaz. Çünkü köpek (emanet sayılan) avı sahibi için değil kendisi için tutmuş, bir başka deyişle emaneti içselleşmiştir...
Dedim ya, hiç av yapmadım ve ilgi de duymadım. Fakat diyebilirim ki makamlarla ilgili en güzel derslerden birini av, avcı ve av köpeği ilişkisinden aldım...
Yerel seçim heyecanını yaşadığımız bugünlede koltuklar ya yeni belediye başkanlarıyla dolacak, ya da bazı eski başkanlar yeniden seçilecekler. Onlara en büyük tavsiyem av-avcı-av köpeği arasındaki ilşkiden ders çıkarmaları olacaktır...
Sahip olacağınız makamlar ve imkanların hepsi sizin için birer emanettir, bu nedenle sakın ola ki bunlara dişinizi geçirip salyanızı akıtmayın ki, mundar olmasınlar.
Bulunduğunuz makamların gelip geçici olduğunu asla aklınızdan çıkarmayın. İfa edeceğiniz kamu görevi, asla ne sizin ne de yakınlarınızın zenginleşme ve mal biriktirme vesilesi olmamalıdır. Ehil görüldüğünüz için size emanet edilen o makamlara, almak üzere değil vermek üzere talip olun. Görevlerinizi yaparken şu hadise asla aklınızdan çıkmasın;
Hz. Ömer vefat ettikten sonra rüyada görülüp kendisine "Nasıl karşılık gördün" diye sorulduğunda, şöyle karşılık verir:
- Hiç sorma! Beytül mala (hazineye) ait bir devenin ipini bile soruyorlar. Ben bir gün hazineye ait bir devenin çürümüş yularını atmıştım, onu bile bana sordular."
Evet, iman ediyorsanız biliniz ki herşeyden sorguya çekileceksiniz...
Sakın ola ki bu uyarılarımı sadece belediye başkanlarına yaptığımı sanmayın. Ateşten gömlek giymiş bütün makam sahipleri er ya da geç kaçınılmaz hesabın muhatabı olacaklarını asla unutmasınlar...
Esen Kalın...
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.