Takip Et
  • 1 Ekim 2020, Perşembe

HER SAKALLIYI HOCA SANMA...

Geçen haftalarda, şahsen beni çok rahatsız eden bir video internet ortamında bolca paylaşıldı. Bu videoda, sarıklı ve sakallı (sözüm ona) bir hocaefendi, başı örtülü bir bayanla bir odada başbaşayken, bayanın mahrem yerlerine güya muskalar yazıyor ve onu taciz ediyordu. Videoyu izleyince ilk aklıma gelen, aklı başında bir insanın böylesi şerefsiz bir kişiye nasıl inanabildiği ve onunla nasıl başbaşa bir odada kalıp yaptıklarına müsade edebildiği sorusu oldu. Bir önceki yazımda da değindiğim gibi, hoca kılıklı bir takım şarlatanlar ve malesef bunlara inanacak türden insanlar bu toplumda bolca mevcut. Bu nedenle söz konusu video, zaman zaman internette paylaşılan benzer türden videolardan biri olarak görülebilir. Gel gör ki kazın ayağının hiç de öyle olmadığı tez zamanda ortaya çıkıverdi. İşin içinde başka bir iş vardı ve bu iğrenç video ile düpe düz bir algı operasyonu yapılmaktaydı.

Bu gerçeği de gene internet ortamında servis edilen bir resimden öğrenmiş olduk. Sözkonusu resim, PKK denilen şerefsiz terör örgütü üyelerinden bazılarının terörist başının posterleri ile PKK bayrakları altında gerçekleştirdikleri bir toplantının resmiydi. Resimde, konuşmacı olduklarını düşündüğüm üç-dört adam kürsüde yanyana oturmaktaydılar.

Şimdi sıkı durun, kürsüdeki o adamlardan biri kimdi biliyor musunuz?

Şu bizim internette geçen haftalarda videoları dolaşan hoca kılıklı şerefsizin ta kendisiydi.

Şaşırdınız değil mi? Haklısınız, ben de şaşırmıştım.

Ortaya çıkan söz konusu resim sayesinde, sözde hoca kılıklı adamın baş rol oyunculuğu ile kurulan tezgah ve bu tezgahın maksadının ne olduğu gayet iyi anlaşılmış oldu;

İlk önce kendilerinden bir adamı hoca ya da şeyh olarak piyasaya sürdüler, sonra yine kendilerinden bir aşüfteyi türban ve kapalı bir kıyafet giydirdiler, en sonunda da bir odaya kamera yerleştirip malum iğrenç videoyu çektiler. Sonrasında da bu videoyu internet ortamında paylaşıp operasyona başladılar.

Operasyonun konusu algı oluşturmak, gayesi ise hocalar üzerinden Müslümanları ahlaksız göstermek ve böylece insanları dinden ve imandan uzaklaştırmak.

Anlıyabiliyor musunuz kurulan iğrenç tezgahı?

Öyle bir tezgah ki, ancak şeytanın aklına gelebilecek kabilden...

Biz bu oyunu daha önce de pek çok kere izlemiştik. Aklımızda kalan en bariz örnek ise, 28 Şubat post-modern darbe sürecindeki Fadime Şahin olayıdır.

Hatırlamak bile istemediğimiz o süreçte, medya eliyle başlatılan kara propaganda ve yalan sarmalına ait pek çok haber, hemen hemen her gün gazete ve televizyonlar marifetiyle servis edilmekteydi. "Fadime Şahin-Müslüm Gündüz ve Ali Emire Kalkancı skandalları" olarak sunulan haberler, bu kara propagandanın en somut örneğini oluşturmaktaydı.

Önce, yaptıkları sözde zikirlerle aczimendi tarikatı gündeme getirilmiş, sonra tarikatın lideri Müslüm Gündüz İstanbul'daki "emanet bir evde" genç bir kızla basılmıştı.

Müslüm Gündüz'le basılma olayından sonra çıktığı televizyonda konuşan Fadime Şahin, "Yağmurdan kaçarken doluya tutuldum" diyerek, önce Ali Kalkancı sonra da Müslüm Gündüz tarafından inancının istismar edilerek kandırıldığını gözyaşları içinde anlatmıştı.

Yapılan algı operasyonu ile, iktidarda muhafazakar bir hükümet, ekranda ise sığındığı cemaatin liderleri tarafından tecavüz edilen masum bir kız görüntüsü başarılı bir şekilde işlenmişti.

Algı operasyoncuları, kurgu olduğu yıllar sonra açığa çıkan bu olayla, "tarikatçı" deyince Müslüm Gündüz, "başörtülü/ türbanlı" deyince de Fadime Şahin akla gelsin istemişlerdi.

Ne yazıktır ki, iktidara ve İslama saldırma niyetinde olan yeni operasyoncular bu günlerde gene iş başındalar. Yazımın başında bahsettiğim sahte üfürükçü ve muskacı hoca gibi, geçtiğimiz günlerde bol bol haberi yapılan tecavüzcü şeyh de muhtemeldir ki bu oyun kurucuların piyonlarından biridir. Bakalım zaman bize neyi gösterecek; bekleyip görelim...

Günümüzde bilgi ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte insanların bilgiye ulaşması kolaylaştı. Fakat burada önemli olan insanların doğru bilgiye ulaşırken başvurduğu kaynaklardır. Basın, medya ve internet gibi bilgiye ulaşma araçları, ancak iyi niyetle kullanılırlarsa faydalıdır. Aksi taktirde, yatağımıza kadar giren birer zehirli yılandan farkları yoktur.

Algı operasyonları, doğru ve nesnel düşünceleri etkilemek, gerçeğin örtbas edilmesini sağlamak için yapılan eylemlerdir. Aldatma üzerine kurgulanıp, insanları psikolojik olarak bir şeylere inandırmaya çalışırlar. Yalanlar söyleyip ve bu yalanları sıkça tekrar ederek, söylediklerinin doğruluğunu insanların bilinç altlarına empoze ederler. Medya ve internet ortamı bu konudaki en büyük yardımcılarıdır.

Son söz;

Her konuda uyanık ve sorgulayan bireyler olmalıyız. Başta dinimiz olmak üzere, bize ait değerleri çok iyi kavramalıyız.

Eğer dinini iyi bilmez ve sana sunulanı araştırıp sorgulamazsan, her gördüğün sakallıyı hoca diye bellersin...

Esen Kalın... 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.