Merhaba Dostlarım,
Birkaç hafta önce, yıllık iznimi ve Kurban Bayramı tatilimi geçirmek üzere, doğup büyüdüğüm memleketim Çine'ye gitmiştim.
Her gidişimde olduğu gibi, yolculuk kararını almamdan itibaren Çine'ye varışıma kadar, bu defa da çok heyecanlıydım. Çünkü, anne babam başta olmak üzere, hem büyüklerimi ziyaret edecektim hem de memleketimde gönlümce vakit geçirecektim.
İnsanlar her yolculuklarına, güzel şeyler görmek, iyi insanlarla karşılaşmak gibi beklentilerle çıkarlar. Bu sebeple ben de her Çine yolculuğuma, Çine'de olumlu yönde gelişmelerin olduğunu görme beklentisi ile çıkarım. Fakat, ne yazık ki son yıllarda (bir iki husus haricinde) bu beklentilerim hep boşa çıkmıştır. Başta Kuvay-ı Milliye Parkı olmak üzere, yeşil alan çalışmaları ve pazar yerinin yapılması haricinde, belediyenin gerçekleştirdiği dişe dokunur bir çalışma malesef yoktur.
Bu haftaki yazımda, Çine Belediyesinin yapmış olduğu olumlu ya da olumsuz işlerden uzun uzadıya bahsedecek değilim. Fakat özellikle vurgu yapmak ve yetkilileri uyarmak istediğim bir husus var ki, o da Çine'ye emsal olabilecek yerleşim birimlerinin hiçbirinde görmediğim, kötü ulaşım sistemi ve berbat yollardır.
Değerli Okurlarım,
Muhtemeldir ki pek çoğunuz Çine'yi görmüş ve Çine'de araba kullanmışsınızdır. Eğer cevabınız "hayır" ise ve bir sürü para ödeyerek binbir zorluklarla aldığınız arabanızla ilk defa Çine'ye gidecekseniz, bir defa da daha düşünün derim ben. Hatta, yüksek atlama, uzun atlama ya da pentatlon bilmiyorsanız veya arabanızı gerçekten çok seviyorsanız, Çine'ye arabanızla gitmenizi hiç tavsiye etmem. Eğer bu tavsiyemi tutmaz da Çine'ye arabanızla gitmek ve orada araba kullanmak gafletinde bulunursanız, peşinen söyleyeyim, küfürbaz olmanızdan ya da sinirlerinizin tavan yapmasından ben sorumlu değilim.
Şimdi gelelim, bütün bunları yazmama sebep olan, o emsalsiz yolların ve trafiğin durumunu örneklerle anlatmaya;
Bilenler bilir, Çine'ye girdiğinizde ilçe merkezine direk ulaşan bir İtalyan Köprüsü vardır. Aydın istikametinden gelip Çine ilçe merkezine gitmek isterseniz, en akıllı yol bu köprüyü kullanmaktır. Gel gelelim, Çine'nin tam ortasından geçen Aydın-Muğla şehirlerarası yoluna paralel sayılabilecek bu köprüye ulaşabilmeniz için otoyoldaki köprünün hemen girişinde bulunan ışıklardan sola dönmeniz gerekmektedir. Bu ışıklar yeşile döndüğünde adeta bir yüz metre koşucusu gibi sprinte başlamamışsanız, ya kırmızıya yakalanır ya da arkadaki arabalardan esaslı zılgıtlar yemek zorunda kalırsınız. Çünkü yeşil ışığın yanma süresi, sola dönüp İtalyan Köprüsüne bağlanan yan yola geçmeniz için oldukça kısadır. Öte yandan, eğer ışıkta bekleyen beşinci ya da altıncı araba iseniz, isteseniz de ilk yeşil ışıkta geçme şansınız zaten yoktur. Sağınızdan vızır vızır arabalar geçerken, siz bir dahaki yeşil ışık için tehlike altında oracıkta beklemek zorunda kalırsınız.
Bahsi geçen İtalyan Köprüsü ilçe merkezine doğru tek yönlü olarak trafiğe açık olduğundan, Çine merkezden Aydın istikametine doğru gidip ana yola katılmak isterseniz bu köprüyü kullanamazsınız. Bunun için, ilçe merkezinden gelip ana yola dik olarak bağlanan yollardan birini kullanmak ve duruma göre birkaç ışıkta dakikalarca bekledikten sonra ilçeden çıkmak zorundasınız. Yani Çine'den kolay çıkarmazlar adamı...
Oysa ki, bu köprü ilçeye giriş yerine çıkış yolu olarak ayarlanmış olsaydı, ilçe merkezinden çıkmak isteyen insanlar hiçbir ışığa takılmadan ve şehir içinden geçen anayolun (zaten yoğun olan) trafiğini de daha fazla yoğunlaştırmadan Muğla-Aydın otoyoluna dahil olmuş olacaklardı.
Burada akıllara şu soru gelebilir; peki bu dediğiniz olursa Çine ilçe merkezine nereden giriş yapılacak?
Aslında bu sorunun cevabı olarak, "onu da, zamanında ilçeyi ovanın göbeğine kurup şehirler arası yolu da tam ortasından geçirenlere sormalı" demek isterdim. Ama bu çözüm olmaz, geçmişin günahını bugünkü nesillere yüklemek olurdu. Bu nedenle, mevcut sorunun çözümüne odaklanmak en doğrusudur.
Bana göre, Karayolları Genel Müdürlüğü ile masaya oturup, uygun olan bir yere alt geçit yapmak en doğru çözümdür. Bu hususta, siyasi bağnazlığın lüzumu yoktur. İktidar partisi ile muhalefet belediyesinin ortak hareket etmesi gerekir.
Değerli Okurlarım,
Çine'nin şehiriçi yolları parke taşla döşenmiştir. Fakat şahsen ben, hiçbir yerde böyle parke ve yol işçiliği görmedim. Demek istediğim, taşlar taş değil, yollar da yol değil. Arabanızla giderken, herhangi bir çukura düşmemek ya da tümseğe çarpmamak için adeta slalom yapmak zorundasınız. Neredeyse adım başı bir kasis mevcut bu yollarda. Çünkü güya masraftan kaçınılmış ve yağmur sularının kanallara ulaştırılması için gereken yerlere künk döşenmesi ya da yeraltı kanalı açılması yerine, parke taşlarıyla labirent gibi devasa çukurlar yapılmış. Sonuç olarak ta, bu çukur ve tümseklerde arabanızın alt takımlarını yere çarpmamanız mümkün değildir.
Zamanında hatalı yapılan bu yolları düzeltmek çok mu zor? Kesinlikle hayır. Ama bunun için üç kuruşluk masraf ve azıcık zeka gerekiyor. Bunlar olmayınca da yollar berbat kalmaya devam ediyor tabi.
En son gidişimde şehir merkezindeki bazı yolların parkelerinin değişmiş ve eskisine göre çok güzel yolların yapılmış olduğunu gördüm. Fakat bu defa da, hangi akla hizmetse, yollar daracık bırakılmış ve bazı yerlerde yoldan daha geniş kaldırımlar inşa edilmiş. Bu tek şeritli dar yollarda bir araba kazara arıza yapsa ya da yolda kaza olsa, cadde ya da sokak baştan başa işlemez hale gelmektedir.
Hele bir de belediye ve hükümet konağının önündeki parkın köşesine yapılan bir kavşak düzenlemesi var ki, "en kötü kavşak düzenlemesi" olarak okullarda ders diye okutulsa yeridir.
Aslında yollar ve ulaşım hakkında konuşulacak çok daha fazla örnek var ama, ilgililerin dikkatini çekmek için bu köşeden bu kadar yeter diye düşünüyorum. Umarım, (önümüzdeki yerel seçimler için siyaseten bile olsa) bu yollar düzeltilir ve Çine layık olduğu hizmete kavuşur.
Son söz;
Çine'nin yolları taştan,
Yapın yolları yeni baştan...
Esen kalın dostlarım...
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.