Takip Et
  • 4 Ocak 2018, Perşembe

TÜRKİYE NERE, SEVAKİN NERE...

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN, resmi temaslarda bulunmak amacıyla geçen hafta birkaç Afrika ülkesine ziyaretlerde bulundu. Sudan, Çad ve Tunus'dan oluşan ülkeleri ziyaret eden Cumhurbaşkanımız, dünyadaki liderler arasında "Afrika'yı en çok ziyaret eden lider" ünvanına sahip.

 

Sayın Erdoğan, resmi temaslarda bulunduğu ülkelerdeki devlet başkanı, siyasetçi ve iş adamlarıyla bir araya geldi, çok sayıda ikili anlaşmanın imzalanmasına da öncülük etti.

 

Buraya kadar bahsettiğim herşey, bir Cumhurbaşkanının resmi yurtdışı temaslarında olabilecek rutin işleri ifade ediyor. Ancak, Sayın Erdoğanın Sudan programında ilginç bir olay gerçekleşti. Erdoğan, Sudan programının bir bölümünde Sevakin denilen bir ada şehrini ziyaret etti ve şehrin Batılılarca yerle bir edilmiş olduğunu görünce, Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El-Beşir'den, imarı için adanın bir süreliğine Türkiye'ye verilmesini rica etti. Sudan devlet başkanı da bu teklifi hiç düşünmeden kabul etti.

 

Bu konuyla ilgili olarak konuşan Erdoğan, "Burayı inşa ne demek biliyor musunuz? Burayı yerle bir edenlere şu cevabı vereceğiz; Siz geldiniz burayı yerle bir ettiniz, bu bizim sakalımızı traş etmeye benzer. Biz burayı öyle bir ihya ve inşa edeceğiz ki eskisinden daha güzel olacak. Unutmayın ki, kesilen sakal çok daha gür biter ve siz bunu göreceksiniz."

 

Öte yandan, yapılan anlaşma ile Sevakin'e hem askeri hem de sivil gemiler için bakım-onarım üssü kurulması da karara bağlandı.

 

Bu haberler Türkiye'de yayınlanınca, bunları duyan bazı malum çevreler hemen şu soruları sormaya başladılar;

 

Ne işimiz var Sudan'da? Sevakin de nerden çıktı? Türkiye'nin sorunları bitti de sıra Sevakin'e mi geldi? Nereye varacak bu Osmanlı hayranlığının sonu?

 

Bunun gibi temelsiz veya maksatlı sorular, Sayın Cumhurbaşkanımızın 2011 yılındaki Somali ziyareti sonrasında da sorulmuştu.

 

Açık söyleyeyim, bu soruları soranlara kızamıyorum. Çünkü büyük düşünmüyorlar ve eğitim sistemimiz de büyük düşünmeye malesef uygun değil. Bilmiyoruz, anlamıyoruz, ama konuşuyor ve eleştiriyoruz. İşte sıkıntı burda...

 

Halbuki dünyada yepyeni bir düzen kuruluyor ve Amerika Birleşik Devletlerinin tahtı çoktan sallanmaya başladı. Doların, ABD’nin, NATO’nun, BM’nin, IMF’in, Dünya Bankası’nın bile bitişine şahitlik edeceğimiz bir döneme girdik. Değişimin tam ortasındayız...

 

İşte bu nedenle de ülkemize karşı büyük oyunlar kurulmaya ve saldırılar yapılmaya başlandı. 17-25 Aralık, Gezi olayları ve 15 Temmuz bunlardan sadece birkaçı.

 

Bu yeni dünya düzeninde Türkiye'nin önemi gittikçe artmaya başladı ve eğer elimizi çabuk tutup inisiyatif almazsak yarın çok geç kalmış olacağız. Çok şükür ki, bunu idrak edebilen bir Cumhurbaşkanımız var. Bu nedenle de dünyanın her yerine seyahatler yapıyor ve yeni dünya düzeninde Türkiye'nin önemli bir rol alması için gecesini gündüzüne katıyor.

 

Artık Türkiye eski Türkiye değil. Figüran Türkiye’den, oyunu gören ve istediği role soyunan bir Türkiye’ye geçildi.

 

Şimdi gelelim yazımızın ana konusu olan Sevakin Adasına;

 

Sudan'ın kuzeydoğusunda, Kızıldeniz kıyısında yer alan bir liman şehri olan Sevakin, geçmişte Nubye bölgesinin en önemli limanı idi.

 

Tarih boyunca bütün imparatorluklar tarafından önem verilen bu ada, doğal olarak ABD için de önemli bir yerdi. Obama döneminde ABD bu adaya bir askeri üs kurmak istiyordu, başaramadı. Trump ise, Sudan'daki askeri kampı üsse çevirmek istedi, ama Sudan yönetimi buna da izin vermedi.

 

Bu bölgede üs kurmak isteyen sadece ABD değil, Rusya, İngiltere ve Türkiye de burada üs kurmak istiyor. Çünkü, burada kurulacak bir üs, ipek yolunu ve bu kritik bölgeyi kontrol altında tutmak demekti.

 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 25 Kasım’da Soçi’de Sudan Devlet Başkanı Ömer El- Beşir’i ağırladı. O toplantıda Sevakin Adası’nı talep eden Putin, olumsuz cevap aldı. Sudan bunun yerine, Rusya’nın Kızıldeniz’e askeri bir üs kurmasını kabul etti. Böylece El-Beşir, ABD'nin Suriye ve ortadoğudan sonra karıştıracağı muhtemel bölge olan ülkesini bir nevi güvence altına almış oldu. Bu anlaşmayla ABD artık İpek Yolu projesinde adımlarını daha dikkatli atmak zorundaydı.

 

Bu bölgenin önemi, Sayın Cumhurbaşkanımızın 2011 yılında Somali'ye yaptığı ziyaret ile ilk defa kamuoyu tarafından bilinir hale gelmişti. Hatırlanacağı üzere, bu gezi sonrasında Somali'ye bir Türk üssü kurulmuş, geçen yıl Katar'a kurulan üs ile de üçgenin iki ayağı tamamlanmıştı. Türkiye'nin Sevakin'de kuracağı üs ile de üçgen tamamlanacak ve ülkemiz bu bölgede söz sahibi olacak ülkelerden biri haline gelecektir.

 

Hadi, gelin bu resmi Türkiye'nin Rusya'dan satın aldığı S-400 savunma füzeleriyle tamamlayalım. Bu füzeler 400 Km menzilli olduğundan, bu füzeler sayesinde Savakin-Katar ve Somali üçgenindeki bölgenin tamamı Türkiyenin güvenlik çemberi içerisinde olacaktır. Ayrıca, genişliğinin 350 Km olduğu göz önüne alınırsa, Kızıldenizin güvenliği de Türkiye sayesinde sağlanacaktır. Yani, Çin'den kakıp Kızıldeniz yoluyla Venedik limanına gitmek isteyen bir gemi, Türkiye'nin sağlamış olduğu güvenlik çemberi sayesinde güvenli bir şekilde menziline ulaşmış olacaktır. Tıpkı Osmanlı zamanında olduğu gibi...

 

Artık bu bölgede Türkiye rakipsiz ve tarih bize eski şanlı günlerimizi geri getirmekte...

 

Türkiye'ye yapılan büyük saldırıların nedeni de bu...

 

Oyun büyük: saldıracaklar, gene gelecekler. Ama her geldiklerinde Türliye'nin tokatını yiyip geri dönecekler. Çünkü, artık eski Türkiye yok...

 

Öte yandan, bu adanın Türkiyeye tahsis edilmesinin turizm açısından da büyük önemi var. Türkiye'den umreye gitmek isteyenler, tıpkı eskiden olduğu gibi, isterlerse önce Sevakin Adası'na gelecekler ve buradaki tarihi yerleri gezdikten sonra gemiyle Cidde'ye geçecekler. Bu durum, halkların da kaynaşmasına vesile olacak ve tarih yeniden canlanacaktır.

 

Yazımızı bitirmeden önce şu soruları sormak istiyorum;

 

Şimdi anladınız mı Sevakin adasının önemini?

 

Şimdi anladınız mı ABD'nin Türkiye'nin S-400 füzelerini satın alınmasına engel olmak için gösterdiği harikulade çabanın asıl nedenini?

 

Şimdi anladınız mı stratejik ve büyük düşünmenin ne demek olduğunu?

 

Son olarak, şimdi anladınız mı YENİ TÜRKİYE'nin ne demek olduğunu?

 

Muhabbetle kalın...

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.