Takip Et
  • 23 Mayıs 2015, Cumartesi

Hangisi faydalı? Koşu mu yoksa yürüyüş yapmak mı?

Bir çok kişi tarafından sıkça sorulan sorulardan biri de koşmalı mıyım yoksa yürümeli miyim? “Her ikisinin de insan bedenine sağladığı faydayı sağlayan başka spor dalı keşfedilmemiştir” dediğimde öğrencilerim sürekli alternatifler sunardı. Sağlıklı hayat için genelde koşma sporu tavsiye ediliyor, yaşına, durumuna ve vaktine bakılmaksızın herkesin koşması isteniyordu. Fakat zamanla koşunun birçok mahzurları ortaya çıktı. Bazı kişilerin kalbi dayanamadı ve yollarda kaldılar. Sağlanan faydaların, koşu bırakıldığında devam etmediği ortaya çıktı. Bunun üzerine koşudan vazgeçildi ve yürüyüşün en güzel spor olduğu keşfedildi. Ancak ABD’de yapılan bilimsel araştırmalarda ise düzenli olarak koşu yapmanın, yaşlanma sürecini yavaşlattığı ortaya konulmuştur. Düzenli koşu yapan insanlarda kanser riski azalıyor, günümüz şartlarındaki yoğun iş temposu, stres ve trafiğin neden olduğu erken yaşlanmayı engelliyor. Böylece sağlıklı bir birey haline geliyorsunuz. Koşma sadece kalp, damar rahatsızlıklarını önlemiyor. Özellikle 50 yaş ve üzerinde yapılan bu deneylerde göze çarpan sonuçlar, oldukça mantıklı geliyor. Almanya’da Ulm Üniversitesinde yapılan araştırmaya göre koşmanın zekayı artırdığını kanıtladı. Bu araştırmada 30'dan fazla kişiyle 2 ayrı denek grubu oluşturuldu. Bu iki grupta yer alan denekler, önce içinde yol tarifleri, yabancı kelime öğrenme, resimli anlatım ve yazılı ifade yeteneğinin saptanmasına yönelik sorular bulunan bir teste tabi tutuldu. Daha sonra birinci gruptaki insanların 6 hafta boyunca, haftada 2 kez yarımşar saat koşmaları sağlandı ve her iki gruptan, 2 haftada bir farklı testler çözmeleri istendi. Sonuçta her 2 grupta da ilk baştaki teste oranla aynı ölçüde, hızlanma tespit edildi ve 2 grup da soruları ilkine göre daha kısa bir sürede yanıtladı.

 

Peki nasıl oluyor da koşu bu kadar faydalı oluyor? Faydalıdır diye sürekli koştuğunuzda, öncelikle vücudunuzdaki fazla karbonhidratı ve yağları yakıyorsunuz. Bunu da enerjiye dönüştürüyor ve dışarıya atıyorsunuz. Bununla birlikte vücudumuzdaki toksinleri, ter yoluyla dışarı atıyorsunuz. Kalp daha hızlı kan pompaladığı için hücreler çalışıyor. Çalışıp da karşılığının alınmadığı hiç bir sistem olmadığını göz önünde bulundurduğumuzda, koşunun işe yaradığını göreceğiz.

 

Yürüyüş de faydalı bir sistemdir, fakat yürüyüş sadece nefes alışverişinizi ve metabolizma hızınızı düzenler. Formunuzu korumak gibi bir şeydir. Tabi ki kalori yakarsınız ve kaslarınızı çalıştırırsınız fakat koşu kadar etkili değildir. Özellikle kas konusunda. Bu yüzden hafif tempo da olsa koşmanızı öneririm.

 

Bazı risklerin de göz ardı edilmesi gereklidir; yaşlılıkta koşmak, dizleri zorlamaz, vücuda zarar vermez. Bu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Ancak burada şiddeti yüksek yüklenmeli koşular yapılmamalıdır. Düzenli ve sürekli yürüyüş ve koşu yapmak, yararınıza olacaktır.

 

Yaşam ortalaması süre olarak uygarlığın gelişimine bağlı olarak uzamaktadır. Eski uygarlıklardan Romalılar 20–30 yaşları dolaylarında olan ortalama yaşam süresi, 1910’lu yıllarda ABD erkeklerde 46,3, kadınlar ise 48,3 yıla uzamıştır. 1930'lara gelindiğinde bu erkekler için 58. 1, kadınlar için de 61. 6 olduğu görülmektedir.

 

Bu durum ülkemizde ise 1970’li yılların ortalarında erkek de ortalama yaş süresi 61.59 iken, kadında da 68.07’ydi. 1985 yılında ise ülkemizdeki rakamların erkeklerde 65.1, kadınlar da ise 71.5 olarak görüyoruz.

 

Dünya Sağlık Örgütünün 1983–1986 yılları arasındaki verilerine göre Türkiye 20 ülke arasında ortalama yaşam süresinin en kısa olduğu ülkedir. Erkekler 65. 1, kadınlar ise 71.5 yıl yaşayabilmektedir. Ülkemiz dışından örnekler verdiğimizde İsviçre’de erkekler 73.8, kadınlar ise 80. 06 yıl; İsveç’te erkekler 73.8, kadınlar 79.9 yıl; Amerika’da erkekler 71.3, kadınlar 78.5; Fransa’da erkekler 71.8, kadınlar ise 80.1 yıl yaşayabilmektedir.

 

Bilindiği gibi uzun yaşam süresi insanoğlunun tarih boyunca ilgisini çeken bir konu olmuştur. Tarih ve mitoloji ölümsüzlüğün yollarını arayan büyücüler, imparatorlar, krallar ve simyacılarla doludur. Görünen o dur ki insanoğlunun yaşam süresi gerek savaşların azalması, gerekse modern yaşamın getirdikleri ile daha uzamıştır.

 

Sürekli olarak düzeli egzersiz yapılan bir yaşam tarzı, insanoğlunun ömrünü uzatan bir faktör olarak görülmüştür. Günümüzde örneğin Kanadalı 30 yaşındaki bir kişinin fiziksel kondisyon durumu ile İsveçli 60 yaşındaki bir kişinin fiziksel kondisyon durumu eşdeğer gibidir. Kanada’da yapılan bir araştırmada halkın yüzde 40’nın haftada en az 15 saatin üzerinde televizyon izlediği, 10 kişiden sadece ikisinin düzenli spor yaptığı görülmüştür. İsveçliler için ise spor günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası gibidir. İsveç’te bu yaşam mantığının oluşumuna büyük katkıda bulunan egzersiz fizyoloğu Prof. Dr Olaf Astrand “Bir ülkenin sağlık durumu ancak bireylerinin yaşam kalitesi ile doğru olarak ölçülebilir ve değerlendirilebilir” demektedir.

 

Sonuç olarak sürekli düzenli bir şekilde haftada en az 3-6 gün 35-60 dk arasında düşük tempolu koşu yapmak yada hızlı tempoda yürüyüş yapmak insan bedeninin çok faydalıdır. Ne kadar yürüyüş yada koşu yapmanızı bir spor eğitim uzmanına danışmak gerekir. Ayrıca kronik bir rahatsızlığınız varsa mutlaka doktor tavsiyesini dikkatte alın. Kısacası koşabiliyorken koş yürüyebiliyorken yürüyün diyoruz her keze iyi hafta sonları

 

KAYNAKLAR:

1.​ Akgün N: Egzersiz ve Spor Fizyolojisi. S. baskı, Ege Üniversitesi Basımevi, Bornova/İzmir, 1994.

2.​ Asbe MC, Khan KM. Exercise prescription. J Am Acad Orthop Surg2004;12:21-27.

3.​ Gökbel H. Egzersiz Fizyolojisi, içinde: Tıbbi Rehabilitasyon. 2. Baskı, Editörler Oğuz H, Dursun £ Dursun N. Nobel Tıp Kitabevleri, İstanbul, 2004.

4.​ McArdle WD, Katch Fİ, Katch WL: Exercise Physiology: Energy, Nutrition, and Human Performance. 6th edition, Lippincott VVİlliams and VVİlkins, Baltimore, 2007.

5.​ VVarburton DER, Nicol CW, Bredin SSD. Prescribing exercise as preventive therapy. CMAJ 2006;174:961-974. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.