Takip Et
  • 3 Ocak 2015, Cumartesi

Karaciğer Yağlanması ve Egzersiz

Bu haftaki yazımızda yine ilginç bir konuya temas etmek istiyorum. Günümüzde çağın hastalıkları arasında yer alan ve görülme sıklığı her geçen gün artan karaciğer yağlanması, erken yakalandığı takdirde egzersiz ile gerileyebiliyor. Tabii ki geç kalmanız durumunda ise karaciğerde hasara neden olarak siroz ve kansere kadar ilerleyebiliyor. Özellikle beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler, hazır gıdaların tüketiminin artması ve rafine şekerlerin sık kullanımı, alkole ya da ilaç kullanımına bağlı olmayan ‘alkol dışı karaciğer yağlanması’ vakalarının sıklığını artırıyor. Sadece fazla kilolu insanlar değil, daha zayıf yapılı kişileri de etkileyen karaciğer yağlanmasının basit bir hastalık olmadığını vurgulamak isterim. Kısaca NAFL olarak tanımlanan alkol dışı karaciğer yağlanması alkol kullanmayan bir kişide, karaciğerde, alkol hasarına benzer bir yağ birikimi tablosu olarak tanımlanabiliyor. Beraberinde hücre hasarı da olursa bu durum NASH (alkol dışı karaciğer yağlanmasına bağlı hepatit) olarak adlandırılıyor. NAFL birden fazla hastalığın bir arada bulunduğu metabolik sendrom tablosunun bir parçası olarak da ortaya çıkabiliyor. Bu tablonun içinde obezite, Tip 2 diyabet, hipertansiyon, insülin direnci, kalp damar hastalıkları, ürik asit yüksekliği yer alabiliyor. NASH hastalarının % 40-100’ünde şişmanlık, % 20-75’inde Tip 2 diyabet hastalığı, % 20-81’inde ise hiperlipidemi mevcut. Ayrıca gıda alışkanlıklarının değişmesi, egzersizden yoksun yaşam, sosyal hayatın zenginleşmesi, yoğun çalışma temposu nedeniyle beslenmeye gereken önemin verilmemesi ve genetik yatkınlık gibi faktörler de karaciğer yağlanmasını oluşturan diğer nedenler arasında yer alıyor.

Karaciğer yağlanması vakalarının yaklaşık % 10’u zaman içinde ilerliyor ve bunların üçte birinde siroz, henüz bilinmeyen bir oranda ise kanser gelişiyor. Karaciğerde yağlanmanın oluşumunu hastalığın temelinde insülin direnci yatıyor. Tip 2 diyabet de bunun sonucu oluşuyor. Bir taraftan yağ dokusundan fazla miktarda yağ asidi serbest kalıyor, bu durumda daha fazla insülin salınımı nedeniyle karaciğerde yağ yapımı artırıyor. Egzersiz eksikliğine bağlı olarak yağın kaslarda yıkımı ve karaciğere gelen yağ asidi yükü artıyor. Karaciğer, kapasitesi üzerindeki yağı trigliseridlere çeviremeyince yağ birikmeye başlıyor ve bu durum zamanla karaciğerde hasara yol açıyor. Alkol tüketimi ile obezitenin birlikte olduğu durumlarda yağlanmanın hızla ilerlediği ve zamanla bağ dokusu gelişerek karaciğerin sertleştiği görülüyor. Yağlanma olan hastada eğer karaciğer hasarı da gelişmişse organda iltihabi hücreler birikiyor ve yağlanmaya bağlı hepatitten söz etmek mümkün olabilir. Çok basit yağlanma ne kadar masumsa, steatohepatit de o kadar zararlı. Ayrıca karaciğerinde yağlanma olanlarda viral hepatit, özellikle de Hepatit C varsa bu hastalık daha hızlı ilerleyebiliyor. Karaciğer yağlanması genellikle belirti vermiyor ve başka bir amaçla yapılan ultrasonografide ya da check-up taramalarında karaciğer enzimlerinin yüksekliği ile fark ediliyor. Bazı hastalarda sağ üst kadranda ağrı, dolgunluk hissi, hazımsızlık, bulantı, şişkinlik, kilo alma belirtileri görülürken bazılarında da doğrudan siroz veya karaciğer kanseri bulguları ile kendini gösteriyor.

DİYET VE EGZERSİZ

Bu hastalığın en iyi tedavi yöntemi diyet ve egzersizdir. Karaciğerinde sadece yağlanma olan ve henüz hücre hasarı gelişmemiş hastalarda alkol tüketiminin kesilmesi ile diyet ve egzersizin bir arada sürdürülmesi sayesinde yağ bir depolanması geriliyor. Ayrıca safra asitleri, insülin direncini tedavi eden ilaçlar yani diyabet ilaçları, E vitamini ve lipid düşürücülerden yararlanılabilir. Doğal besinlerden enginar, çörek otu, ayva veya Meryem Ana dikeni gibi karaciğere olumlu etkisi olduğu düşünülen bitkisel ürünler fazla beklenti olmadan faydalanabilirsiniz. Şayet başka nedenlerle kullanılan ilaçlar mesela kortizon, karaciğerde yağlanmaya yol açıyorsa bunlarda değişikliğe ya da doz düşürülmesine gidilmesi gerekiyor. Alkol tüketimini azaltması gereken bu hastaların, kalp damar hastalıkları yönünden de ele alınması büyük önem taşıyor. Aşırı kilolu olanlarda mideye bant uygulama, by-pass cerrahisi tedavide yarar sağlıyor.

Sonuç olarak sadece diyet ve egzersiz bir yaşam biçimi haline gelmezse hastalığa fayda sağlamıyor. Egzersiz yapmak, bireysel sağlığınızı koruyan en önemli aktivitelerden birisidir. Yavaş tempolu egzersiz sırasında salgılanan endorfin hormonu, stresin azalmasını ve kendinizi mutlu hissetmenizi sağlar. Bu nedenle haftada en az 3-4 gün, 30-60 dakika arasında egzersiz yapın. Bu egzersizler tempolu yürüyüş yavaş tempolu koşular, bisiklete binmek, yüzmek, step yapmak, dans etmek gibi aerobik egzersizleri tercih etmenizde fayda vardır. Sağlıklı ve mutlu 2015 yılını geçirmenizi dillerim.

Kaynaklar: Bilim ve Spor , C.Açıkada, E.Ergen, www.acibadem.com.tr/.../karaciger-sagligi, Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Nurdan Tözün, http://www.sag-lik.net/genel-saglik-karaciger-yaglanmasini-diyet-ve-egzersizle-

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.