Hareketsiz yaşam, çeşitli hastalıklara davet çıkarmaktadır. Özellikle Kalp–Damar hastalıkları bunların başında gelmektedir. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki teknolojinin hızla gelişmesi insanları tembelliğe dolayısı ile hareketsizliğe itmiştir.İş kolaylaştıran aletlerin günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası olmasının bedensel hareketsizliğe etkisi büyüktür. Sedanter bir yaşam tarzı ise birçok ciddi sağlık problemlerine neden olmaktadır. Çağın hastalığı olarak nitelendirilen obezite ve kardiyovasküler hastalıklar başta olmak üzere kassal zayıflık, postürel bozukluk, diyabet gibi birçok hastalık hareketsiz ve sedanter bireylerde daha sık görülmektedir.
Biliyoruz ki hareketsiz yaşantının bazı sakıncaları var. Bunlar sırası ile omurlar arası doku zedelenmeleri ve kifoz, lordoz, skolyoz sorunları oluşturabilirler. Ayrıca bel omurlarında kireçlenme, disk sorunları, siyatik riski, deri altında aşırı yağ dokusu artışına neden olabilir. Yine kan tablosunda yüksek kolesterol ve trigliserid bulgusu, kan şekeri anormallikleri oluşabilir. Tabi ki nedeni belirsiz yüksek tansiyona yatkınlık, göğüs kafesinin esneklik kaybı, düşük solunum kapasitesi, koroner damar hastalığı riski oluşturabilir. Hareketsiz yaşam zayıf karın ve sırt kasları, duruş bozukluğu, sindirim ve boşaltım güçlükleri, doğum sonrası sarkık karın, kalça eğimi anormalliği, tüm kas ve kas gruplarında kuvvet, esneklik ve işleklik kayıpları, kilo sorunu ve şekilsizlik oluşturabilir. Ayrıca iskelet yapısında; osteoporoz, kireçlenme, eklem sorunları, kolay sakatlanma, güçsüz bir beden, kolay hastalanma ve toparlanma güçlüğü görülebilir.
Tüm bu rahatsızlıklar düzenli egzersiz yapmayan bireylerde karşılaşılabilecek ciddi sağlık sorunları olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sağlık sorunlarının ortadan kaldırılabilmesi için kişilerin egzersiz alışkanlığını çok erken yaşlarda kazanmaları kaçınılmaz bir gerekliliktir. Dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde insanlar yeme, içme, yatma, eğitim, ibadet gibi bir çok zorunlu alışkanlığın içerisine sporu da dahil etmişlerdir. Bu zorunlu egzersiz insanlarda ömür boyu kalacak bir faaliyettir. Egzersiz yapmayı zorunlu hale getiren kişiler yapmadıkları anda rahatsızlık hissedeceklerdir.
Tabi ki belirttiğim bu alışkanlığın ne derece önemli olduğu son günlerde yaşadığımız Corona virüs salgını sürecinde daha net olarak anlaşılmış görülmektedir. Özellikle Elit sporcuların evde kalması ile sosyal medyada gösterdikleri üzere çeşitli alet ve edevatla evlerinde spor yapmaları, ev halkını egzersizle buluşturmaları, tüm spor merkezlerinin ve spor bilimcilerin evde nasıl spor yapmalıyız çalışmaları bunun en önemli örneği olarak görülmektedir.
Birçok bilim adamının bu virüsten korunmanın immün sistemi (güçlü bağışıklık sistemi)egzersizle güçlendirmek olduğu, evde kalmaktan dolayı kilo sorununun egzersizle bertaraf edilebileceği tüm insanlara gün boyu TV ve sosyal medyadan anlatılmaktadır. Daha önceleri ailelere çocuğunuza egzersiz yaptıracağınız saatleri dersle geçirin diyen birçok örnek artık egzersiz yaptırmanın ve yapmanın önemine dikkat çekmektedir.Çünkü egzersizin insanların vücut direncini arttıracağı, obeziteden hareketlenme sebebiyle çocukların ve yetişkinlerin uzak kalacağı, iskelet-kas sisteminin düzenli olacağı, sosyal ortamın insanları daha sağlıklı kılacağı tek tek anlatılmaktadır.
Bütün bunların yanında daha önce de belirttiğimiz, düzenli egzersiz yapan bireylerin derslerindeki başarı düzeylerinin, yapmayanlara göre daha iyi düzeyde olacağı yapılan birçok bilimsel çalışmalarla da ortaya konmuştur. Bu çalışmalarda göz önüne alınarak, eğitim çağında çocuklarımızın egzersiz yapmasının önemini bilerek buna göre de okul belirlememiz artık bir zorunluluk olmaktadır.
Yine, vücut ağırlığının normal sınırları içerisinde tutulması alınan ve harcanan kalorinin eşit olmasına bağlıdır. Günümüzde mekanize olmuş toplumsal yaşam, hareketi azaltarak harcanması gereken enerjiyi vücutta saklı tutmakta ve bu birikim dengeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Vücut ağırlığının ideal seviyeye ulaşması durumunda koroner arter kalp hastalıkları riskinin %35-55 oranında azalabileceği belirtilmektedir. Burada egzersizle beraber beslenmenin ne kadar bağlantılı olduğunu da unutmamamız gerekmektedir.
Bütün bu sebeplerden dolayı Corona virüsüne bağlı olarak oluşturulan “Evde Kal” sloganı evde kalırken muhakkak egzersiz yapmayı zorunlu hale getirmektedir. Coronadan korunmak için fiziksel aktivitenin ne kadar önemli olduğu tüm bilim adamları tarafından anlatılmaktadır. Bu sebepler ile tüm bireylerin egzersiz yapmaları gerekliliğine kulak verelim.Okullarda beden eğitimi derslerinin çocuklarımıza ne kadar önemli bir alışkanlık kazandıracağı unutulmamalıdır. Coronalı günlerde evde, sonraki hayatımızda egzersiz olmazsa olmazlarımızdan olmalıdır. Corona ve benzer virüsler bundan sonrada olacaktır. Fiziksel aktivite ve egzersiz yaparak bunların bizleri yenmelerine fırsat vermeyelim.
Coronavirus tehlikesi geçene dek: “Evde Kalın”, “Hareketsiz Kalmayın”, sağlıkla kalın.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.