Depresyon, canın sıkılması, huysuzluk, huzursuzluk, hayatın günlük akışındaki durumundan farklı olması halidir. Yoğun şekildeki bunalmışlık duygusu, diğer belirtilerle birlikte 15-20 günden uzun sürüyorsa, depresyon söz konusu olabilir. Depresyon bireyi etkisi altına alan ciddi bir sağlık sorun sayılır. Bu rahatsızlık, duyguların yani sıra davranış biçimi, vücut sağlığını, dış görünüşü, çocuklarda okul başarısını ve günlük hayatın gerektirdiği baskılarla baş edebilmeyi etkiliyor.
Depresyonun nedeni nedir?
Depresyona sebep olan faktörlerin tamamı henüz ispatlanmış değildir. Ancak çeşitli fizyolojik ve duygusal faktörlerin bir insanda depresif bir bozukluk gelişmesine neden olduğu biliniyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar, kalıtımın depresyonda rolü olduğunu ispatlamıştır. Bazı ailelerde depresyon daha yaygın olabiliyor. Yaşanan çeşitli kötü deneyimler ve hayat olaylarının yanı sıra, stresle başa çıkmadaki zorluk, kendine değer vermemek ve kötümserlik gibi bazı kişilik özelliklerinin de depresyona eğilimi arttırdığı biliniyor.
Peki depresyon ne kadar yaygın? Depresyon, tahminlerin çok üstünde karşılaşılan bir hastalıktır. Her dört kadından biri ve her sekiz erkekten biri hayatında en az bir kez depresyon geçiriyor. Her yıl 13 – 19 yaş arasındaki gençlerin ortalama yüzde 3 – 5′i depresyonla karşı karsıya kalıyorlar.
Egzersizin Depresyona olumlu etkisi var mıdır?
Birçok araştırmacı egzersiz yapmanın sadece fiziksel değil ruhsal sağlığa da faydalı olduğunu söylemektedir. Alman Psikiyatri, Psikoterapi ve Nöroloji Derneği üyelerinden Dr. Fritz Hohagen, "Egzersizle korku ve stresi yenmek mümkün" diyerek şu bilgileri verdi: "Düzenli egzersiz yapan insanların, ruhsal sorunlarında gerileme gözleniyor. Hayata karşı ilgisiz olan pek çok depresyon hastasının kendine güveni güçleniyor. Grup halinde yapılan egzersizler, kendini toplumdan izole eden hastaların iyileşmesini sağlıyor" diyor.
Bir başka araştırmada Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılmış ve depresyon hastalarının derdine çare olabilecek olan bir çözüm bulunmuştur. Ortalama 7 yıldır depresyondan şikâyetçi olan ve antidepresan tedavisine yanıt vermeyen 18 ile 70 yaşları arasındaki bir grup kişi gözlem altına alınırken, bu grup kendi içerisinde ikiye ayrılarak 12 hafta boyunca farklı seviye ve yoğunlukta egzersiz gerçekleştirmesi istendi. 12 haftalık sürümün arından katılımcıların %20′sinin iyileşme belirtisi gösterdiği belirtilirken, yaklaşık %30′nun tamamen iyileştiği gözlenmiştir. Araştırmada, erkeklerde ağır antrenman, orta yoğunluktaki antrenmana göre daha iyi sonuçlar verdiğini de tespit eden bilim adamları, kadınlarda ise bu tür egzersizin sadece ailede akıl hastalığı geçmişi yoksa daha etkili olduğu sonucuna ulaştığını söylemekteler.
Depresyon daima karanlık, karamsar düşüncelerle ilgilidir. Genelde hastalar kendilerine sürekli “…asla başaramayacağım, işe yaramayacak, çirkinim, yeterince zeki değilim, şansım yaver gitmiyor, her zaman benim başıma gelir, yeterli enerjiye, güce sahip değilim, insanlar benden hoşlanmıyorlar, hiç bir yeteneğim yok, sevilmeyi hak etmiyorum, ben hastayım…” derler.
Genelde bu düşünceler zararlıdır. Depresyon gerçekleştiği zaman bu düşünceler otomatikleşir, objektif realite kaybedilir ve bu düşüncelerin anormal olduğu düşünülmez. Kognitif terapinin kurucusu Dr. Aoron Beck’de bu düşüncelerin sürekli tekrar edilmesinin depresyonu sürekli kıldığını göstermiştir.
Fiziksel olarak gösterilen performans, bu depresif düşüncelerin geçici olarak durmasını sağlamaktadır. Özellikle yürüyüş ve koşu yapan pek çok insan aktivitenin 20-25 dakikasının sonunda kendilerini doğal olarak pozitif hatta yaratıcı hissettiklerini söylemişlerdir.
Duke Üniversitesinde son zamanlarda yapılan bir çalışma etkili bir antidepresan olan Zoloft ile koşmanın depresyon üzerindeki etkisini kıyaslıyordu. 4 ay sonunda her iki yaklaşımla da tedavi edilen hastalar eşit şekilde iyi oldu. Yani ilaç düzenli koşmaya göre daha fazla bir avantaj sağlamıyordu. Hatta koşma ve ilaç birlikte verildiğinde bu etki artmıyordu. Diğer yandan, bir yıl sonra, iki tedavi arasında büyük bir farklılık ortaya çıktı. Zoloft ile tedavi edilen hastaların üçte birinden fazlasının depresyonu geri gelmişti. Tam tersine, koşu programına devam eden hastaların %92’si hala çok iyiydi. Çalışma sonlandıktan sonra bile kendi insiyatifleri ile koşmaya devam etmişlerdi.
Duke Üniversitesinde yürütülen bir diğer çalışma, egzersizden faydalanmak için genç ve sağlıklı olmak gerekmediğini gösterdi. 50-77 yaşları arasında depresif hastalar anti-depresanlardan sağladıkları faydayı haftada üç kez 30 dakikalık yürüyüşlerden sağlıyorlardı. Anti-depresanlar belirtileri hızla yok ediyordu fakat çok etkili değildi. Tek farklılık buydu. Düzenli egzersizin depresyona iyi gelmesinin yanı sıra, depresyona engel olduğu da söylenebilir. Normal katılımcıların olduğu ve egzersiz yapılan bir çalışmadaki grubun depresyon yaşama ihtimalleri sonraki 25 yılda önemli ölçüde azalmıştır.
Egzersiz ve haz duygusu beyin üzerinde nasıl bir etki yapar?
Egzersiz yapmak endorfin salgısının artmasına neden olur. Endorfinin molekül yapısı morfine ve eroine çok benzer. Bu yüzden adı endorfindir. Yani içten salgılanan morfin anlamına gelir. Morfin ve eroin ağrı kesicidir, iyilik hissi ve keyif verir. Ayrılık ve yas acısı için bilinen en kuvvetli panzehirdir. Bu yüzden düzenli olarak egzersiz yapanlar, daha çok endorfin salgıladıkları için, yaşamdaki küçük şeylerden de daha fazla keyif alırlar. Arkadaşlıklardan, kedilerinden, yemeklerinden, hobilerinden hatta sokakta gülümseyerek geçen insanlardan bile keyif alırlar. Önemli olanı, onlar için tatmin olmak kolaylaşır. Yani depresyonun tam tersi olan hazzı yaşarlar.
Sonuç olarak egzersiz önerilerimiz; açık alanda özellikle de ormanlık alanda yapılan 25-50 dakika arasındaki yürüyüş ve koşulardır. Sağlıklı bir ortamda 30-60 dakika arasında bisiklete binmek, denizde rahat kulaçlarla 20-30 dakika yüzmek özellikle tavsiye ettiğimiz aktivitelerdir. Ancak tenis, basketbol, voleybol, futbol vb. birçok spor branşıyla uğraşmanın da bu tip depresif rahatsızlıklara karşı bireyi koruduğu çeşitli araştırmalarla ispatlanmıştır.
Kaynaklar:
İnsan Davranışının Sınırları ve Spor Psikolojisi,S.Özbaydar
Sporda Motivasyon,T.Biçer
Spor psikolojisi ders notları,A.güreş
D. S. Schreiber. (2004). The Instinct to Heal. Rodale Inc.
M. Babyak, A. Blomenthal. (2000). Psychosomatic Medicine, 62.
M.Z.George, Z.Nahas. Vagus Nerve Stimulation Therapy, Neurology59, no.6, suppl. 4(2002)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.