Takip Et
  • 22 Ağustos 2016, Pazartesi

Okul ve Egzersiz

Okulda egzersiz, eğitimin ilk yıllarında özellikle sosyal yeteneklerin kazandırılmasında anahtar rol oynamaktadır. İlk sosyal deneyimlerin kazandırılması ve sağlık eğitiminin verilebileceği ideal bir zemindir. Her ne kadar Avrupa ve diğer bazı ülkelerde çocukların büyük bir yüzdesi düzenli egzersiz yapabilmekte ise de, yine de önemli bir kısmı egzersiz yapma fırsatını ancak okulda bulabilmektedir. Bu durum bizim ülkemizde içler açısı durumdadır. Çocuklar için çoğu zaman, bir beden faaliyetinde bulunabilmeleri ve böylelikle temel sosyal kuralları, eğlenerek öğrenmenin, yani örneğin oyun kurallarını uygulamayı ve takım olarak hedeflenen sonucu elde etmek için bu kuralları uygulamayı sürdürmeyi öğrenmenin yegâne yolu okul da egzersiz olmaktadır. Esasen okulda egzersiz paha biçilmez bir eğitim aracıdır, zira saldırganlık potansiyelini azalttığı gibi, zihin etkinliğini ve yoğunlaşma kabiliyetini güçlendirici etkisi vardır.

Okulda egzersiz, beden eğitimi ve spor öğretmenleri öğrencilerine, çekici bir egzersiz programı önermekle, onları okul dışında da teşvik edebilir. İyi ve etkili bir spor eğitimi, kazanma veya kaybetmenin önemini yok edip tüm öğrencilerin sosyal ve kişisel gelişimlerine göre uyarlanmış, keyifli ve başarılı anlar yaşatarak onlara, disiplin, hoşgörü, işbirliği, nefsine hâkimiyet ve başkasına saygı gibi, sporun değerlerini benimsetecek olan çeşitli sportif faaliyetlere katılmayı öne çıkaran bir eğitimdir.

Yaşları 7 ile 25 olan çocuk ve gençlere siz hiç egzersiz yaptınız mı diye sorun, verilecek cevap ara sıra futbol oynuyorum olur. Hiç spor programı seyrediniz mi diye sorulsa evet akşam tele gol vardı derler. Siz hiç atletizm veya jimnastik yaptınız mı yaşamınız boyunca diye sorsanız, o ne diye cevap verirler. Bunları genişletmek mümkündür mesela hiç uzun, üç adım atladın mı ya da hiç cirit, gülle, disk attınız mı yada hiç jimnastik kasasından atlayıp yer minderinde, barfikste bir şeyler yaptınız mı? Çoğunun vereceği yanıt bunlardan hiçbirisini bilmiyorum ya da yapamadım olacaktır. Çünkü son 25-30 yıldır okullarda az buçuk var olan egzersiz olanakları da maalesef sistemli ve bilinçli olarak ortadan kaldırılmıştır. Nerdeyse beden eğitimi dersini lüzumsuz görüp tamamen kaldıracak hale geldi.

Ülkemiz egzersiz yapmadan sporla ilgilenen özellikle de futbolcu gençlerle kışkırtılmış ve şişirilmiştir. Hatta egzersiz kültürümüzün verdiği tecrübe ile çocuklarımıza ya topçu ol ya da popçu diye biliyoruz. En kısa mesafeyi bile yürümekte güçlük çeken, futboldan başka sporların kurallarını bile bilmeyen bu tembel gençlik aynı zamanda kötü bir spor izleyicisidir de. Ülkelerin gelişmişlik ölçüsü sadece spor izlemek değil doğrudan spor yapmakla ölçülür. Yine olimpiyatlarda ülkelerin spor başarıları futbolla değil atletizmdeki madalya sayıları ile ölçülür. Bunun için devlet ve belediyeler ciddi anlamda kaynak seferber etmeli, spor tesisler yapmalı, spor yapmayı her alanda teşvik etmelidir. Oysa belediyelerin var olan boş alanlara hemen ev ve iş yeri ruhsatı vermek için çabaladığı çocuk parklarını daraltıp apartmanların ve karayollarının arasına sıkıştırdığı, çocukları bile egzoz dumanına boğduğu ilkel bir kentçilik uygulaması görülmektedir. Hele bu durum büyük şehirlerin çevrelerinde yükselen yeni uydu kentlerde geçmiş yılların yanlışlıklarından hiç ders alınmadan, inatla çarpık yapılaşma sürdürülmektedir. Belediyelerin asıl görevlerinden biri olan spor tesisleri yapma ve egzersiz yapmayı teşvik etme çabalarına maalesef yok denecek kadar azdır. Milli Eğitim Bakanlığı geçmiş yıllara göre okullarda spor tesisleri kurma, çocukları ve gençleri spora yöneltme yolunda son derece başarısızdır. Daha önceki yıllarda sporun her alanında yurt çapında, yurt dışında yarışmaları organize eden ve var olanlara çocukları, gençlerin katılmasını sağlayan, bunun için ekonomik destekte veren MEB, Gençlik ve Spor Bakanlığı şişman göbekli, obez, halsiz, hantal bir gençliğin üretiminde maalesef başrol oynamaktadır.

Maalesef çocuklar ve gençlerimiz gelişmiş ülkelerin gençlerinin yanında silik, duruş bozukluğu olan hasta gibi durmaktadır. Ayrıca egzersiz yapamamanın onların bedenlerinin dışında psikolojik olarak da daralan iç dünyaları arabesk isyanlara, dişlerini sıkmalarına, avurt çiğnemelerine neden olmaktadır. Egzersiz çocuk ve gençlere sağladığı ruh disiplininden, eğitiminden de yoksun kalmaları hiçbir işi başarma gücünü kendilerinde bulamamaktadırlar. Gelecek için bir plan, programları ve projeleri yoktur. Zorlu engeller karşısında çok çabuk yorulmakta engelin yanından geçmek istemektedirler. Karşılarına çıkan -çıkabilecek- engelleri, duvarları aşmak için azim ve umutları sistematik olarak tüketilmiştir. Çok çabuk yenilen, çabuk teslim olan bu insanlara nasıl geleceğimizi emanet edebiliriz bilmiyorum. Problemler karşısında direnemeyen, duvarları aşmak için hiçbir girişimde bulunamayan bu gençliği bu bozuk sistem çıkarmıştır. Bu sistem genç bedenlerin içerisine sıkıştırılmış, umutsuzca ortalıkta dolanıyor ve sadece beyinlerin test ve midelerini hamburgerle doldurarak yok ediyoruz geleceğimizi. İşte gençliğimizin vahim ve hazin durumu ortadadır. Pekiyi çözüm için neler yapılmalı başta yerel yönetimler olmak üzere, Gençlik ve Spor Bakanlığına, Milli Eğitim Bakanlığı'na, spor kuruluşlarına önemli görevler düşüyor. İşte öneriler:

ÖNERİLER

Dünyanın birçok ülkesi hastalık denetim ve önleme merkezinin (CDC) ve Çocukların Beden Eğitimi Konseyi (Council for Physical Education for Children) önerilerine uymaktadır. Aşağıdaki önerilerde bulunmaktadır:

1. Çocukların yaşam boyu spor yapmalarını teşvik ediniz. Bu bağlamda, kreş, anaokulu, ev diğer üst sınıflarda düzenli, mümkünse her gün spor yapmalarını sağlayınız. Çocukları tüm eğitim hayatı boyunca sağlık eğitimi almalarını sağlayınız. Egzersiz yapmaları için tesis kurulmasında destekleyici olunuz. Çocukları çalıştıracak kişilerin (antrenör, öğretmen) bu konuda yetkin olmalıdır; bunun denetimini yapınız. Herkesin, yani sağlıklı, engelli, hastalıklı ya da şişman çocukların ilgisini çekecek spor programlarına yer verilmesini sağlayınız. Herkesin eşit oranlarda bu olanaklardan yararlanmalıdır. Güçleri ve kapasiteleri eşit çocuklar yarıştırılmalıdır, oynatılmalıdır.

2. Beden eğitimi verilen ortamın emniyetli olmasını sağlayınız. Çocuklar egzersiz yaparken mümkün olduğunca bir antrenör, öğretmen ya da erişkin gözetiminde olmalıdırlar. Egzersiz yapılan tesislerin de emniyetine dikkat edilmelidir. Yaralanmadan koruyan uygun koruyucu malzeme kullanılmalı ve sporculara önerilmelidir.

3. Beden eğitimi ve spor öğretimi müfredatı, çocukların etkin bir yaşam tarzı kazanmaları için, uygun bilgi, tutum, motor beceri, davranış ve güven sağlamalıdır.

4. Okul dışı ya da beden eğitimi dersi dışı egzersiz yapama olanakları da sağlayınız.

5. Ebeveynlerin de beden eğitimi dersine ya da spor kurslarına gelmelerini sağlayınız. Çocuklarını egzersiz yapma konusunda desteklemeleri için teşvik ediniz.

6. Düzenli olarak çocuğunuz okuldaki beden eğitimi derslerini denetleyiniz. Müfredatın içeriğine, tesislerin donanımına ve güvenliğine dikkat ediniz.

Sonuç olarak yukarıda belirdiğim konularda çocuklarımızı ve geçlerimizi kurtarmak için bu güzel ilimizde Aydınımızdaki başta Valiliğimiz, Belediyemiz, Üniversitemiz ve diğer tüm kamu kuruluşlarını okuldaki egzersizi destek olmaya davet ediyorum.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.