Takip Et
  • 29 Eylül 2016, Perşembe

AK Parti’de neler oluyor?

AK Parti Aydın İl Teşkilatı bir toplantı düzenliyor. Eski ve mevcut il, ilçe başkanları, milletvekilleri bir araya geliyor. DSİ’de gerçekleşen toplantı ile ilgili teşkilat tarafından basına, öncesinde ve sonrasında bilgi verilmiyor. AK Parti Aydın Milletvekili Mehmet Erdem, bir kaç fotoğrafla özet bir bilgi geçiyor.

O fotoğraflara baktığınızda sıkıntı olduğunu görüyorsunuz. Mevcut Milletvekili Abdurrahman Öz ile eski Milletvekillerinden Atilla Koç, Semiha Öyüş, Ali Gültekin Kılınç ve Sadık Atay karede yok. Karede olmayan eski ilçe başkanlarının sayısı da az değil.

Hal böyle olunca toplantıyla ilgili mini bir araştırma yapma gereği duydum. Öğrendim ki, Semiha Öyüş ve Ali Gültekin Kılınç toplantıya katılmışlar ama çok az kalmış, hemen ayrılmışlar. Abdurrahman Öz'ün genel merkezde bir programı varmış. Diğerleri niye katılmadı bilinmiyor. Toplantıya Mehmet Erdem ile Mustafa Savaş’ın konuşmaları damga vurmuş. Mikrofonu en son eline alan Ahmet Rıza Acar, uzun ve gereksiz konuşmuş. Kaynaklarımın aktardığına göre Erdem’in konuşmasından bir kaç bölümü paylaşayım.

ERDEM NELER DEMİŞ?

“Herkese FETÖ’cü dersek biz bu siyaseti kimlerle yapacağız?”

“15 Temmuz sonrası Cumhurbaşkanımızın duruşu ile oylarımızda muhakkak artış oldu fakat cemaat kaynaklı kayıplarımız da yok değil”

“2014 yerel seçimlerinde Aydın’da beklediğimiz başarıyı yakalayamadık”

SAVAŞ’IN KONUŞMASI

Mustafa Savaş’ın konuşmasından bana aktarılanlardan aklımda kalanlar da şöyle;

“Bürokrasiden geliyorum. Bürokrasinin önemini iyi bilirim. Eğer Aydın’da bürokrasiyi iyi çalıştıramaz, iyi bir entegrasyon sağlayamazsak başarılı olamayız”

“Darbe girişimi başarılı olamadı. Sırada ekonomik darbe girişimleri var ama bunların da başarılı olması imkansız. Çünkü hükümet olarak gerekli hazırlıklarımızı yapmış durumdayız”

“2014 yerel seçimlerinde Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı idim. Adaylığım 14 Aralık’ta açıklandı. Akabinde 17-25 Aralık operasyonları oldu. Ben de Halkbankası’nda yöneticiydim, sorgulandım. Seçime az bir zaman kalmıştı. Listeleri ve seçim stratejisini ben belirlemedim. 17-25 Aralık sonrası anketlerde oyumuz yüzde 19 civarı çıkıyordu. Seçimde yüzde 30’a yakın bir oy aldık. Seçimi kazanamadık ama zor süreçte yakaladığımız oy artışı değerli diye düşünüyorum”

ÖZMEN’İN ÇABASI...

Kaynaklarımda oluşan intiba da şöyle;

“Mustafa Savaş, konuya hakim, güven veren bir yaklaşım sergiliyor. Mehmet Erdem, FETÖ operasyonlarında kardeşi Ömer Erdem’in gözaltına alınması ve kuzeni İsmail Erdem’in tutuklanması, eniştesi ve kız kardeşi ile ilgili konuşulanlar sonrası güç kaybetmiş. Kendisi ile birlikte Aydın’da partisinin de ivmesinin düştüğü veya düşeceği algısı oluşturmaya çalışıyor. Ömer Özmen, eskileri bir araya getirerek teşkilat olarak üzerine düşeni yaptıklarını, başarılı olduklarını göstermeye çalışıyor”

TAKDİR HAKKI AYDINLILARDAN YANA KULLANILMIYOR

Kişisel yorumuma gelince; Aydın’da AK Parti bu yöntemlerle başarılı olamaz. Türkiye’ye genelinde iki kişiden birinin oyunu alan partinin, Aydınlılardan 3 kişiden 1’nin bile oyuna alabilecek kredisi yok. Çünkü teşkilatlar yanlış ellerde ve gücü kişisel çıkarlara hizmet ediyor. Tüm kamu kurumlarında takdir hakkı o kurumları yönetenlerin hemşehrilerinden yana kullanılıyor. Aydın’da içinde Aydınlıların olmadığı bir siyasetin başarılı olmasını kimse beklemesin.

DEMOKRAT PARTİLİLERİ SAHİPLENMELİLER

AK Parti’nin Aydın’da başarılı olmasını isteyen karar verici parti yetkilisi varsa; Cumhurbaşkanı’nın yaptığını yapsın. Demokrat Partililerin oyunu olmak için Süleyman Soylu’yu AK Parti’ye kazandırdığını unutmasın. Aydın’da da başarılı olmanın yolu; yıllardır, ‘AK Parti teşkilatlarına girerlerse parti içinde başarılı olurlar, koltukları kaparlar’ kaygısı ile dışlanan Demokrat Partilileri sahiplenmekten geçer.

“İl başkanım milletvekili olursa ben olamam” zihniyeti yerine, “İl başkanım milletvekili, ben de bakan olmalıyım” anlayışı hakim olmadığı sürece Aydın’da haritanın rengini değiştirmek mümkün görünmüyor.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.