Takip Et
  • 24 Şubat 2014, Pazartesi

Özlem’in seçim sınavı

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı adayları arasında en büyük risk sahibi, şüphesiz Özlem Çerçioğlu. Adaylığı iki yıl öncesinden kesinleşmiş olması, mevcut Aydın Belediye Başkanı olması ve tek kadın aday olmasının dışında bütün kararları tek başına kendisinin veriyor olması bu riskin en büyük nedeni. İlçe belediye başkan adaylarını kendisi belirleyen Çerçioğlu’nun meclis aday listelerinde de etkin olması riskini artıran bir diğer unsur. Seçim sürecinden önce çok daha sık gündemde olan il başkanı ve milletvekillerinin sessizliğinin arkasında, bütün kararları Çerçioğlu’nun vermesi yattığını düşünüyorum. Bana göre Cumhuriyet Halk Partisi’nde 30 Mart yerel seçimleri tamamen Özlem Çerçioğlu’nun sınavı. Kaybederse, örgütü yok saymış olmanın bedelini ağır ödemiş olacak. Kazanırsa da, belediye başkan adaylarında ve meclis üyelerinde olduğu gibi yeni örgütün, hatta milletvekili adaylarının belirlenmesinde tek söz sahibi, akabinde partinin genel merkez yönetiminde de etkin bir aktör...

Başarısızlığı tek başına göğüslemek istemeyenin örgütle birlikte hareket etmesi gerektiği gibi, başarıya ortak olmak isteyenlerin de üzerine düşeni yerine getirmiş olmaları gerekiyor. Bu, CHP’nin parti içi meselesi ve bütün bu gelişmelere rağmen Çerçioğlu, yarışta "önde gidiyor" gibi görünüyor.

UZUNIRMAK’IN KASEDİ

Ülkemiz siyasetinde son günlerde kasetler ve ses kayıtları büyük bir öneme sahip. Ali Uzunırmak’ın da bir kaseti var ve çok iyi bir çalışma sonucu ortaya çıktığını düşünüyorum. Uzunırmak ve projelerinin anlatıldığı bu kasetin seçmende olumlu etki yaratacağı ve MHP’nin oylarını artıracağı kanaatindeyim. İzlerken insan kendini sinemada hissediyor ve her şey akılda kalıyor. Uzunırmak’ın seçim çalışmalarında kullanılan görseller ve fotoğraflar da keza öyle. Seçim sürecini en ciddi ve profesyonelce yöneten, ortak akıldan maksimum düzeyde yararlanan kadronun Uzunırmak’ın kadrosu olduğunu görüyorum. Ayrıca AK Parti ile ters düşen Fethullah Gülen cemaatinin Aydın’daki önemli isimlerinin MHP kadrolarında listelere girmiş olması da, dikkatlerden kaçmıyor. MHP’nin en büyük dezavantajı ateşli kitlesi. Bu kesim kaş yapmak isterken göz çıkarmazsa; davasına katkı sağlar. Özetlemek gerekirse Uzunırmak, iddiasını her geçen gün daha da artırıyor.

HÜKÜMETİN SAVAŞ’I

AK Parti seçim süreci ile ilgili beklediği havayı henüz yakalayamadı. Büyükşehir Belediye Başkanlığı için çok yetkin bir adayı bulunan ve hükümet partisi olmanın avantajına sahip olan AK Parti’nin Aydın halkı ile yeteri kadar gönül bağı kuramamış olduğunu görüyorum. Bunun, teşkilat yöneticilerinin seçim dönemine kadar siyasetten uzak, kendi işleri ile meşgul, partileri ve Aydın için çok fazla çaba harcamayan insanlar topluluğu görüntüsü sergilemesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Aydın için çok önemli proje ve yatırımlarla geldiğini söyleyen AK Parti’nin, anlattığı oranda anlaşılmayı sağlayamaması durumunda işinin zor olduğunu görüyorum. Süreci lehine dönüştürebilecek zaman ve imkana sahip olan iktidar partisinin neler yapacağını bekleyip göreceğiz.

ÇİNE’NİN ÇİLESİ BİTMEZ

10 yılı aşkın süre aktif gazetecilik yaptığım Çine’de son günlerde oluşan gündeme şaşırmıyorum ve bunda bizim de büyük payımız olduğunu, üzülerek düşünüyorum. İlçede gündem, Ali Örter. Çine Madranspor Kulüp Başkanı olan Örter, Çine Madranspor’un en büyük destekçisi Çine Belediye Başkanı Enver Salih Dinçer’e telefonda küfrediyor ve hakaretler yağdırıyor. Dinçer de telefonun sesini dışa vererek bulunduğu ortamdakilere dinletiyor. Basına yansıyan bu olaydan sonra Örter’in istifa etmesi beklenirken, özür dilemeyi tercih ettiği görülüyor. Tam bu sırada Çine Belediyesinin Eski Başkanı ve AK Parti’nin Belediye Başkan Adayı Celalettin Kocamaz’ın, “O makama laf söyletmem” açıklaması geliyor. Bunun üzerine Örter, eskiden birlikte siyaset yaptığı Kocamaz ile aralarında geçen ve Kocamaz’ın şuan birlikte siyaset yaptığı insanlar için olumsuz konuşmaları, gazetecilere açıklıyor. Özetle süreç bu.

Ali Örter’in bu olay sonrası gidip içini dökeceği kişilerin gazeteciler değil psikologlar olduğunu düşünüyorum. Çünkü Örter’in Belediye Başkanına küfretmesi ve sonrasında Kocamaz’a bu şekilde karşılık vermesi normal bir davranış değil diye düşünüyorum. Şeref tribününden hakemlere, polislere, rakip takımın taraftar ve yöneticilerine saldırgan tavırlar sergilemesi bugüne kadar görmezlikten gelinen Örter’in, Dinçer’e küfretmesinin nasıl değerlendirilmesi gerektiği de başka bir konu. Çine Madranspor maçlarını izleyen yüzlerce taraftar Örter’in bu tutumunu görüyor. Emniyetin kamera kayıtlarında ve bizlerin arşivlerinde Örter’in tribündeki öfkeli, taşkın halleri mevcuttur.

Çine Madran Spor Yönetim Kurulu son derece asil gençlerden oluşuyor. Böylesine asalet sahibi insanların densiz bir başkanın arkasında neden bunca zamandır durdukları da ayrı bir muamma. Üzülerek söylüyorum Çine’de son zamanlarda bir hastalık başladı. Bazılarına hizmet etmeyen değerler “kaka” olarak görülürken, şahsa hizmette kusur etmeyen bütün magandalar baş tacı yapılıyor. Osman Aydın’ın özel işi nedeniyle Doğa Derneğini basıp, yöneticilerini darp edeni İtfaiye Amiri, tribünde hakeme, polise, rakip takım yöneticileri ve taraftarlarına hatta kendi taraftarlarına bile çatan adamı kulüp başkanı yaparsan olacağı bu.

Geçmiş olsun Sayın Dinçer.

Geçmiş olsun Çine...

Yaşananlarda, basın olarak bizler de vebal sahibiyiz.

Zamanında yeteri kadar uyarı yapmadık.

Özür dileriz. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.