Takip Et
  • 1 Ocak 2024, Pazartesi

Dağa kaçmak da nereden çıktı?

Ne dertliymişsin be sen. Beni sorduğuma pişman ettin. Hep sen bana bilgiler aktarıyor, sorular soruyorsun. “Bir de ben sana sorayım dedim” demişliğime…

Bu denli içini açacak kadar net bir soru da değildi. Anlaşılan iyi dolmuşsun. Alt tarafı, “2024’ten ne bekliyorsun?” dedim. “Mümkünse insanların olmadığı yerlerde yaşamak” deyiverdin.

Anladım, yılın ilk gününde seninle gündeme ilişkin değil de ruh haline yönelik konuşacağız. Oysa bizim sohbetlerimizden siyasi sonuç çıkarmayı, olan biteni öğrenmeyi bekleyenler de var.

İçim rahat etmedi benim de, beklentinin neden ya da nedenlerini merak ettim. Ah kuzum benim, sen ne kadar mağdur olmuş ve ne çok incinmişsin? İnsanlara olan öfken ve nefretin böyle nasıl büyümüş?

Özel hayatının gizliliğine olan saygımdan ötürü mahremini kamuoyunu açmıyorum. Tespitlerinden bir kısmını paylaşacağım. “İnsanlar artık çıkarsız sevmiyor” diyorsun. Burada yanılıyorsun. Bence sevmek zaten bir çıkardır. “İnsanın en önemli ihtiyaçlarından biri olan bu duyguyu kişiye, doğaya, hayvana kime beslediğinin bir önemi yok. Sen kendi ihtiyacını karşılıyorsun. Severken karşılık beklemek senin çıkarcılığına delalet” dedim. Küplere bindin.

Buna benzer birkaç konu daha açtın. Yanıtlarımı beğenmedin. Anladım ki duygu durumun bozulmuş. Sen duygularını yönetemez hale gelmişsin. O yüzden beklentilerine odaklanıyorsun. “Durumun değişmeden beklentilerin değişmeyecek” ifadesini kurdum, devamını getirtmedin.

“Ben zaten dağa kaçacağım. Alacağım üç beş koyun, insanlardan ırak keyfime bakacağım. Sen dahil, kimseyi görmek, duymak istemiyorum. Televizyon ve telefonum olmayacak. Toplumla iletişimi keseceğim. Kendim ekeceğim, kendim biçeceğim, tabiat ananın verdikleriyle besleneceğim…”

O işler öyle olmuyor canımın içi, kaçmak istediğin muhitten sorumlu muhtar var, o bölgeye bakan ormancıları atlıyorsun. Çevrede yangın çıkar eğer iletişimin olmaz, insanlar seni tanımazsa sana ihale edilir, iş üstüne kalır. Hiç kimse huzursuz etmese bile yılın muhtelif zamanları Çiftçi Malları Koruma (ÇMK) bekçisi gelir, payına düşeni ister.

Gel sen önce kendinle, sonra da çevrenle barışmaya bak. Toplumsal meselelerin de içine karışmaya çalış. Ne demişler; “Bakkal dükkanı bile işletsen, dünya ile ilgileneceksin” ki sen büyük yetenekleri olan, acayip nitelikli bir bireysin. Keyfin yerindeyken de muhteşem bir enerjin var. Kendinle, herkesle ve her şeyle ilgilenmelisin. Sokakta, senin gülümsemenle günü güzelleşeceklere haksızlık etme. Geçenlerde insanların yüzüne çarpmasın diye dalını kopardığın ağaç bile sana minnettar. Tıpkı benim saçlarımı ve sakallarımı kesen berbere olduğum gibi.

Yok öyle küsmek, oyundan düşmek. Hem bu yıl yerel seçimler var. Yaşadığımız mahalle, ilçe ve şehrin kaderine etki edecek işler yapmamız lazım. Çünkü seni bu denli küstüren nedenlerin başında milletin parasını alıp, karşılığında hizmet vermesi gerekirken alay eden, alayın maliyetini de millete yükleyenler var. Onlarla mücadele etmek yerine koyunlarınla dağa kaçarsan sana orada da huzur yok bilesin.

Birlikte ve beraber iyi bir yıl geçirmeyi diliyorum, sen de bunu istemelisin. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.