Takip Et
  • 4 Haziran 2015, Perşembe

Çikolatacem

Cem Ulucan, köşesinde yine beni hedef almış. Zaten birileri üzerinden kendini pazarlamayı alışkanlık haline getirdiğini sizler de biliyorsunuz. Bir zamanlar entellektüel birikimi yüksek yazarımız Dr. Altuğ Karaköse’ye yapmadığını bırakmamıştı. Kendini, yemeğe götürtene kadar adamla uğraşmıştı. Hoş, biz de bu yemek organizasyonundan istifade etmiş, muhabbetin bol olduğu, keyfin doruk yaptığı masada yerimizi almıştık.

Benimle uğraşmasının sebebinin kesinlikle benzer bir yemek organizasyonu olmadığını biliyorum. Cem Ulucan bu aralar çok hırçın. Meslekte başarı grafiğinin düşmesinden kaynaklanan bir sorun olabileceğini tahmin ediyorum. İstihbaratının eskisi kadar kuvvetli olmadığını bizzat gözlemliyorum. Haber yapması gereken şeyleri geç kalması yüzünden köşesindeki “gerçek fısıltı” adını verdiği bölümden duyurmayı yeğliyor. Yaşlanıyor...

Dünkü yazısında kendisini ve şöhretini kıskandığımı yazmış. Doğru bir tespitte bulunmuş. Kıskanılmayacak bir adam değil ama gurur duyduğum kısımları da var. Bunlardan bahsetmemiş. Köşesinde anlattığı fırıncı arkadaşları, ben 10 yıldan daha fazla zamandır tanırım. Sadece iyi fırıncı olduklarını sanıyordum. Meğer onlar aynı zamanda iyi de kaportacıymış. Karşılaştığımız günden bu yana Cem Ulucan’ın, yükselen kısımlarının başarılı bir işçilik sonucu ortaya çıktığını görmeyecek kadar kör değilim.

Denge Gazetesi’nin işletmesi ile ilgili işlere yoğunlaştığım için şu sıralar yeteri kadar gazetecilik yapamadığımın farkındayım. Bu boşlukta Cem Ağabeyimin fasulye gibi filizlenmesini de çok normal buluyorum. Aydın’ın en çok okunan gazetesinin, en çok okunan yazarı olması hoşuma gidiyor. İnsanların gazete okumayı onun köşesinden başlamasıyla da gurur duyuyorum. 6,5 yaşımdaki kızıma, ‘Cem amcan bekar mı’ diye sorular yönelten genç kızlardan Gülce de, anne ve babası olarak bizler de henüz bıkmış değiliz. Sayesinde ulusal ve uluslararası sosyal çevre genişlemesi yaşamak, bizi yormuyor. Cem Ulucan’ın şu sıralar kapasitesinin yüzde 30’u seviyelerinde çalıştığını barizce görüyorum. Düşen üretiminden kaynaklı hırçınlığı ile beni hedef alması açıkçası işime geliyor. Yoksa bunu başkalarına yaptığında hep birlikte uğraşmak zorunda kalıyoruz. Sonra, sifonu çekmek, kurtarmıyor...

Ben bu çikolata renkli adamı seviyorum. Her ne kadar bizi sıkıntıya düşürdüğü durumlar olsa da tadını çıkarmayı yeğliyorum. Cem Ulucan konusunda “Çikolatayı ekmeğe süren tadını, gömleğe süren de kirini çıkarmaya çalışır” diyen Çineli Ünsüz Düşünürü örnek alıyorum.

Cem Ulucan’ın eski başarılı günlerine dönmesi için de dua ediyorum. Beni hedef almasın diye değil yakaladığı şöhreti kaybetmemesi, habercilik çıtasının düşmemesi için. Allah, gördüğümüzden, gördüğünden eksik etmesin. Amin.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.